Antalya’nın kuzeyinde, Güllük Dağı’nın sarp yamaçlarına kurulu Termessos, antik çağın en dayanıklı kentlerinden biri olarak tarih sahnesinde yer alıyor. Deniz seviyesinden yaklaşık 1.000 metre yüksekte bulunan bu Pisidya şehri, Luvi kökenli Solym halkı tarafından kurulmuş ve “kartal yuvası” olarak anılmıştır.
M.Ö. 333 yılında Büyük İskender, Anadolu seferi sırasında Termessos’un kapılarına ulaştı. Ancak, sağlam surlar, sarp kayalıklar ve zorlu geçitler karşısında kuşatma yapmaktan vazgeçti. Kaynaklara göre İskender, şehri fethedemeyeceğini anlayıp yolunu değiştirdi. Bu durum Termessos için büyük bir askeri ve psikolojik zafer olarak tarihe geçti.
Termessos, ne Perslerin ne Makedonların ne de Roma’nın tam anlamıyla kontrolü altına girmedi. Roma döneminde “müttefik şehir” statüsü almasına rağmen kendi yasalarını uygulamaya ve kendi parasını basmaya devam etti. Böylece bağımsızlığını koruyarak tarih boyunca eşsiz bir konuma sahip oldu.
Günümüzde Termessos, Türkiye’deki en iyi korunmuş antik kentlerden biri olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Uçurum kenarındaki tiyatrosu, agora, gymnasion, tapınakları ve mezarlıklarıyla tarih ve doğanın buluştuğu benzersiz bir alan sunuyor.
Termessos’un Luvi kökenli halkının ruhu, kayalara oyulmuş şehir kalıntılarında hâlâ yaşamakta ve bağımsızlık ateşini yansıtmaya devam ediyor.





