Z kuşağı olarak tanımlanan 1997–2012 yılları arasında doğan bireyler, iş hayatında geleneksel kuralları sorgulayan yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Teknolojiyle büyüyen bu nesil, iş yerinde anlam, özgürlük ve dijital uyum gibi kavramlara daha fazla önem veriyor. Onlar için kariyer, sadece geçim kaynağı değil; aynı zamanda kişisel gelişim ve değer yaratma alanı. Peki, Z kuşağını iş hayatından uzaklaştıran en temel nedenler neler? İşte genç çalışanların en çok şikâyet ettiği üç madde:
1. Katı Çalışma Saatleri ve Zorunlu Ofis Düzeni
Sabah 9’dan akşam 6’ya kadar süren klasik mesai saatleri, Z kuşağı için çekici değil. Onlar, esnek çalışma modellerine ve uzaktan çalışma imkanlarına sıcak bakıyor. Zaman yerine verime odaklanmayı tercih ediyorlar.
2. Otoriter Yönetim Tarzı
Sadece emir almaktan ve sorgusuz itaat etmekten hoşlanmıyorlar. Açıklama ve anlam bekliyor; yöneticileriyle açık ve karşılıklı iletişim kurmak istiyorlar. Ast-üst ilişkilerinden çok, ekip ruhuna dayalı bir ortamı tercih ediyorlar. Ayrıca görüşlerinin dikkate alınmasını ve düzenli geri bildirim almayı önemsiyorlar.
3. Anlamsız Görevler ve Gelişime Kapalı İş Ortamı
Z kuşağı için çalışmanın bir amacı olmalı. Sadece maaş için yapılan işler, onları tatmin etmiyor. Kendilerini geliştiremedikleri, katkı sağlayamadıkları ya da ifade edemedikleri pozisyonlardan hızla uzaklaşıyorlar. Onlar için temel motto net: "Eğer kariyerim bana bir değer katmıyorsa, devam etmem.
" Bu yaklaşımlar, iş dünyasında yeni dengelerin kurulmasını zorunlu hale getiriyor. Z kuşağını kazanmak isteyen işverenler, artık sadece maaş ve unvanla değil; esneklik, anlam ve gelişim fırsatlarıyla da rekabet etmek zorunda.





