Kafkas Dağları'nın sisli eteklerinde, yüzyıllardır gözlerden uzak kalmayı başaran dev taş odacıklar, günümüz arkeologlarını hâlâ şaşkına çeviriyor. Bu megalitik dolmenler, milattan önce 2. binyıla, yani Erken Tunç Çağı’na kadar uzanıyor. Ancak zamanın aşındırıcı etkisine rağmen, bu yapıların içindeki mühendislik zarafeti neredeyse bozulmamış.

Taş levhalar adeta bir yapboz titizliğiyle birbirine geçirilmiş, merkezlerindeki dairesel delikler neredeyse geometrik mükemmellikte oyulmuş. Öyle ki, bazı odacıklar tek parça kaya içine kazılmış bölmeler barındırıyor — modern aletler olmadan nasıl başarıldığı hâlâ tartışma konusu.

Ritüel mi, Mezar mı, Mesaj mı?

Uzmanlar dolmenlerin bir zamanlar mezar odaları olduğunu düşünse de, bu sadece teorilerden biri. Diğer görüşler ise bu taş anıtların ritüel alanlar, enerji noktaları ya da yıldız haritalarına gömülü kozmik mesajlar olduğuna işaret ediyor. Ancak hâlâ kesin bir bilgi yok; yapılar kadar sessiz ve gizemliler.

Bugün bu dolmenler, üzerlerini saran yosunlarla doğaya karışmış gibi görünse de, taşlardaki kesim izleri ve oranlardaki hassasiyet, unutulmuş bir teknolojinin varlığına işaret ediyor.

İlginç Balık

Birçok dolmenin dairesel giriş deliği, sadece belirli bir gün ve saatte doğrudan güneş ışığı alıyor. Bu durum, yapıların astronomik hesaplamalarla inşa edilmiş olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor. Bazı araştırmacılar bu deliklerin antik zamanlarda güneşin ve yıldızların konumlarını gözlemlemek için kullanıldığını öne sürüyor.

Kaynak; Ancient Knowledge

Muhabir: Merve Kiraz