Yaşadığımız ve mensubu olduğumuz kentin içerisinden birileri bu övünç vesilesi olan kişileri veyahutta tarihi olayları araştırıyor, bunları gün yüzüne çıkarıyorsa bu kişileri de benimseyip, teşekkür edilerek taltif edilmeleri, desteklenmesi lazım gelir.
Bir beldenin , köy, kasaba, şehir veyahutta ülkenin kendisini öne çıkaran, kendisini saygı ve sevgiyle andıran, konuşulur hale getiren sevdiren, ünlü yapan insanlarıyla övünüyor olması, bundan kıvanç duyması son derece doğaldır ve insani bir durumdur. Aynı zamanda bu, anlaşılır bir vaziyettir.
Bu durumun saygı ve sevgiyi yaşarken aynı zamanda yaygınlaştırılması elzemdir. Yaşadığımız ve mensubu olduğumuz kentin içerisinden birileri bu övünç vesilesi olan kişileri veyahutta tarihi olayları araştırıyor, bunları gün yüzüne çıkarıyorsa bu kişileri de benimseyip, teşekkür edilerek taltif edilmeleri, desteklenmesi lazım gelir. Bu hem ferdi bir sorumluluk olarak karşımızda durmakta ve toplumsal olarak ta olması gereken bir meseledir.
Bunu yapan bir belde, aynı zamanda yaşadığımız şehrin temsil edilmesi noktasında, şehri doğru anlatan kıvanç duyulası bir şekilde dışarıya sunan kişileri sahiplenmenin yanında kendi kimliğimizi ve arşivimizi de oluşturmuş oluruz. Böylelikle sadece kuru kuruya bir sevginin üstünde köyün, kentin bir Milletin kişiliğini kazanma ve kendi arşiv dünyasını oluşturma çabası olacaktır.
Erzincan ölçeği ne gelirsek, son zamanlarda şehrimizin tarihi ve yeşitirdiği önemli şahsiyetleri gün yüzüne çıkaran önemli çalışmalar yapılmakta ve bu çalışmalar meyvelerini vermeye başlamaktadır. Erzincan şehir arşivi belgeliği bağlamında bu durum sevinilecek bir devrin habercisi olmaktadır.
Böylesine çalışmalarla memlekete katkı sunan ilimadamları mızı, tarihçilerimizi sahiplenmek ve desteklemek bu şehrin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan her bir fert için bir görevdir. En basitinden yapılan çalışmayı okumak, ondan birşeyler öğrenmek bizi biz yapan kıymetlerin farkına varmamıza vesile olur.. Yaşadığımız kenti daha iyi tanımış ve tam olarak buralı olmuş oluruz..
2016 yılında yapılan Uluslararası Erzincan Sempozyumu, 2019 yılında yapılan Erzincan Tarihi Sempozyumu ve geçtiğimiz günlerde yapılan Anadolun un Türkleşmesi ve İslamlaşması Sempozyumu bu bağlamda son derece önemlidir... Emeği geçenlere Başta Prof. Dr. Abdulkadir Gül ve Tahir Erdoğan Şahin hocalarım olmak üzere hepsine şükranlarımı sunuyorum. Cumhuriyetin 100.yılında 24 ciltlik bir külliyat olarak hazırlanan Erzincan Tarihi herkesin kolaylıkla ulaşabileceği bir yerdedir.
Sözü uzatmamak gerekirse, Erzincanı Erzincan hükmi şahsiyeti bağlamında bu şehrin karekterini bizlere sunan bu sempozyum, kitap makale her ne ise bunları okuyup dışarıya karşı paylaşmak lazım gelir. Çünkü bilgi paylaştıkça çoğalır..
Memleketimiz Kadim bir tarihe sahiptir... Acı tatlı geçmişimiz ve ecdadımızla kıvanç duyacağız.. Erzincan bir tarih, bir kültür bir medeniyetin adıdır...bunu idrak edebilenler mi? İşte gerçek Erzincanlı lar da onlardır..
Vesselam.