Her yıl 10 Şubat, uluslararası platformda Epilepsi Günü olarak kabul edilmiştir. Bu özel gün, epilepsi hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmayı ve dikkat çekmeyi amaçlamaktadır. Epilepsi, genellikle nöbetlerle kendini belli eden ve toplumda yaygınlığı çoğunlukla tahmin edilenin çok daha az olduğu bir hastalıktır. Dünya genelinde 65 milyon epilepsi hastası olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye'de ise bu sayı yaklaşık 750 bin civarındadır ve her yıl 2,4 milyon yeni hasta kaydedilmektedir.

Epilepsi, beyinde geçici bir elektriksel aktivite bozukluğu sonucu ortaya çıkan kısa süreli bir fonksiyon bozukluğudur. Nöbetler, beynin anormal bir şekilde elektriksel aktivite üretmesiyle başlar ve epilepsi hastalarına büyük zorluklar yaşatabilir. Dünya nüfusunun yaklaşık %1’i epilepsi hastalığıyla mücadele etmektedir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde eşit sıklıkla görülür ve en çok çocukluk ve yaşlılık dönemlerinde ortaya çıkar.

Epilepsinin pek çok farklı nedeni olabilir. Kimi vakalar, belirli bir sebebe dayanmadan ortaya çıkarken, bazıları beyin enfeksiyonları, travmalar, damar hastalıkları, genetik faktörler ve hatta aşırı elektronik ortam kullanımı gibi etmenlere bağlı gelişebilir. Özellikle akraba evlilikleri, genetik geçişi hızlandırarak, epilepsinin yayılmasına zemin hazırlayabilir.

Epilepsi Nöbetleri Farklı Şekillerde Görülebilir

Epilepsi nöbetleri farklı türlerde görülür. Temelde iki ana grupta sınıflandırılır: fokal nöbetler (beynin bir bölgesinde başlayan nöbetler) ve jeneralize nöbetler (beynin her bölgesini etkileyen nöbetler). Nöbetin türü, hastaya en uygun tedavi yöntemini belirlemek adına oldukça önemlidir. Epilepsi tedavisinin temelinde ilaçlar yer alır ve bu ilaçların düzenli kullanımı nöbetlerin kontrol altına alınmasını sağlar.

İlaç tedavisi, hastaların büyük çoğunluğu için etkili olsa da, bazı hastalar için bu yöntem yeterli olmayabilir. Nöbetlerin ilaçlarla kontrol altına alınamadığı, yaklaşık %20'lik dirençli epilepsi grubunda ise cerrahi tedavi veya vagal sinir stimülasyonu gibi alternatif tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Teknolojik Gelişmeler Epilepsi Tanısına Katkı Sağlıyor

Epilepsi tanısında, elektroensefalografi (EEG) en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. EEG, beyindeki elektriksel aktiviteleri kaydederek nöbetlerin tipini ve kaynağını belirlemeye yardımcı olur. Video ile senkronize EEG çekimi, günümüzde tanı sürecine büyük katkı sağlamaktadır. Bu yöntem, hastaların durumunu daha iyi izlemeye ve doğru tedavi planları oluşturmaya olanak tanır.

Epilepsi Tedavisinde Düzenli İzlemeler Önemli

Tedavi sürecinde, hastaların düzenli olarak takip edilmesi önemlidir. Uygulanan tedavilerin etkinliği ve yan etkilerinin izlenmesi, hastaların daha iyi bir yaşam kalitesi sağlaması açısından gereklidir. Epilepsi tedavisinde başarı oranı yüksek olsa da, bazı hastalar için daha ileri tedavi yöntemleri gerekebilir.

Muhabir: Merve Kiraz