Victoria amazonica, Güney Amerika'nın kalbinden çıkan, dünyanın en büyük ikinci nilüferi. Nymphaeaceae ailesine ait bu dev su bitkisi, adını İngiltere Kraliçesi Victoria’dan alıyor. Brezilya’da Vitória-Régia, İnka dilinde ise Atun Sisac olarak biliniyor. Anavatanı, özellikle Amazon Havzası ve Guyana'nın yavaş akan suları.
Yaprak mı, Yüzen Platform mu?
Bu nilüferin en dikkat çekici özelliği, çapı 3 metreyi bulan ve neredeyse bir insanı taşıyabilecek kadar dayanıklı yaprakları. Yaprağın altı, adeta bir mimarlık şaheseri gibi kaburgalı ve destek kirişli. 19. yüzyılda 226 kg’a kadar yük taşıyabilen örnekler belgelenmiş. Belçika'da yetiştirilen bir yaprak, neredeyse bir boğayı taşıyacak güçte!
Geceleri Açan Büyülü Çiçekler
Victoria amazonica'nın çiçekleri güneş battığında açılmaya başlıyor ve açılması iki gün sürüyor. İlk akşam beyaz renkte açılan çiçekler, meyvemsi kokularla böcekleri kendine çekiyor. Böcekler içeri girdikten sonra çiçek kapanıyor ve ertesi gün açıldığında renk kırmızımsı pembeye dönüyor — bu renk değişimi, çiçeğin tozlandığını gösteriyor. Bu süreçte böcekler çiçekten polenle kaplanmış şekilde ayrılıyor ve bir başka nilüferi döllüyor.
Savunma ve Saldırı: Dikenli Yapraklar
Yapraklarının altı ve sapları keskin dikenlerle dolu. Bu savunma mekanizması, su altı otçullara karşı bir kalkan görevi görüyor. Ancak nilüfer aynı zamanda "agresif" bir bitki; dev yapraklarıyla ışığı tekeline alıyor, altındaki bitkileri gölgede bırakarak yaşama şanslarını azaltıyor.
Doğayla Kurulan Mükemmel İş Birliği
Bitki, Cyclocephala cinsine ait bir bok böceğiyle karşılıklı faydaya dayalı (mutualist) bir ilişki kurmuş. Bu böcekler çiçeklerin polenini taşıyarak bitkinin üremesini sağlarken, çiçeğin içinde nişastalı doku ile besleniyorlar.
Viktorya Dönemi’nin Rekabetçi Bahçıvanları
1800’lü yıllarda İngiltere'de bu nilüferi yetiştirmek büyük prestijdi. Devonshire ve Northumberland Dükleri, bu tropik güzelliği ilk kez çiçeklendiren olmak için adeta yarıştı. Devonshire Dükü’nün bahçıvanı Joseph Paxton, bitkinin yapısal özelliklerinden ilhamla Kristal Saray’ı tasarlayarak tarihe geçti.
Bitki Değil, Bir Fenomen
Victoria amazonica yalnızca bir bitki değil; mimariden sanata, bilimden botaniğe ilham kaynağı olmuş bir doğa mucizesi. Dev yapraklarıyla suları örterken, gece açan kokulu çiçekleriyle tropiklerin gizemini her defasında yeniden gözler önüne seriyor.





