2013 yılında Kanada'da yapılan bir keşif, dünya üzerindeki en eski suyun bulunduğunu duyurmuştu. Ancak bu keşif, sadece yıllar sonra çok daha eski bir suyun keşfiyle daha da heyecan verici bir hale geldi. Toronto Üniversitesi'nden bilim insanları, 2016 yılında yaptığı çalışma ile 2,6 milyar yıl önceye ait, 3 kilometre derinlikten çıkarılan bir su kaynağını gün yüzüne çıkardı. Bu su, sadece dünya tarihi hakkında yeni ipuçları vermekle kalmıyor, aynı zamanda yaşamın başka gezegenlerde, özellikle Mars'ta var olup olamayacağı konusunda da önemli bir ışık tutuyor.
Buzlu Gezegenlerden Derin Okyanuslara, Yaşamın İzleri
Bu antik su, Dünya'nın derinliklerinde yaşam izleri taşıyor. Her ne kadar canlı bakterilere ulaşılmasa da, bu suyun içerisinde mikrobiyolojik bir yaşamın izleri bulundu. Prof. Barbara Sherwood Lollar, bu suyun içinde daha önce okyanus tabanlarında gözlemlenen mikropların varlığını tespit ettiklerini açıkladı. Su, 25°C sıcaklıkta ve tuzluluğu deniz suyundan tam on kat daha fazla. Şaşırtıcı bir şekilde, bu suyun içinde bir zamanlar deniz tabanı okyanusundan kalan yaşam izleri mevcut.
Kanada'dan Derin Keşif
Keşif, Kanada'nın Ontario eyaletindeki Kidd Creek Madeni’nde yapıldı. Bu maden, dünyanın en derin bazal metal madenlerinden biri ve burada bulunan su, 2,6 milyar yıl öncesine ait. Bu derin madenin oksijensiz ortamında bulunan su, bilim insanları için oldukça dikkat çekici oldu. Kimyasal bileşimi ise, burada bulunan gümüş, bakır ve çinko gibi metallerle etkileşime girerek farklı bir yapıya bürünmüştü. Lollar, suyun tuzlu ve kükürtlü kokusunun, yaşının bir kanıtı olduğunu belirtti.
Yaşamın Parmak İzleri ve Mars'a Yolculuk
Uzmanlar, bu keşfin, başka gezegenlerde, özellikle Mars'ta yaşam izlerinin var olabileceği olasılığını güçlendirdiğini söylüyor. Kidd Creek Madeni'ndeki suyun içeriği, yaşamın nasıl var olabileceğine dair önemli bir ipucu sunuyor. Bu suyun özellikleri, Dünya'daki diğer antik okyanus kalıntılarının izlerini de ortaya çıkarabilir.
Keşif, bilim dünyasında heyecanla karşılanırken, bir yandan da eski dünyamızın sırlarını daha derinlemesine keşfetmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini gösteriyor.
Kaynak; explorersweb
