Çocukluğumuzdan beri dillerde gezen dünyanın yedi harikası hakkında merak ettiklerinizi sizler için bir araya getirdik. 
İnsanlığın kolektif hafızasında yer etmiş; dünya üzerindeki herkesin ilk görüşte tanıyabildiği ikonik mimari eserler vardır.
Bahsedeceğimiz iki “Dünyanın Yedi Harikası” listesinde de tamamı insanlar tarafından inşa edilen olağanüstü mühendislik ve mimari becerilerin yansıtıldığı eserler bulunuyor.

Türkiye'nin 11 lezzetiyle Dünyanın En İyi Mutfaklar listesinde olduğunu biliyor muydunuz? Türkiye'nin 11 lezzetiyle Dünyanın En İyi Mutfaklar listesinde olduğunu biliyor muydunuz?

İşte antik çağa ait dünyanın yedi harikasının belirlendiği liste

Keops Piramidi – Mısır

Kheops-Pyramid_1280x786

Keops Piramidi, Khufu Piramidi ya da Büyük Piramit; günümüzde Mısır’ın başkenti Kahire'nin bir parçası olan Gize'yi çevreleyen antik “Gize mezar kenti”nde bulunan üç anıtsal piramitten en eski ve en büyük olanıdır. MÖ 2551-2560 yılları civarında yapıldığı sanılan bu anıtsal kompleks, Dünyanın yedi harikasından biri olup, bu yedi harika içinde günümüze kadar ulaşan tek eserdir.

Bu piramidin Mısır firavunu Khufu adına bir anıtsal mezar olarak inşa edildiğine inanılır ve yapımının yaklaşık yirmi yıl sürdüğü sanılmaktadır. 20. yüzyıl başlarına dek, yani 3800 yıl boyunca hacmi ve kütlesi bakımından Dünya’daki en büyük yapay (insan yapımı) yapı olarak kabul edilmiş[1] ve yükseklik rekoru 4000 yıl boyunca kırılamamıştır. Büyük Piramidin orijinal halinde dış kısmı taş levhalarla kaplıydı. Günümüzde bu kaplama tabakası mevcut değildir. Büyük Piramit'in inşa tekniği hakkında günümüzde çok çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. İnşa tekniği hakkındaki varsayımlardan birine göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst üste konuyordu. Rampa çamur kaplanıyor, sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu. Bir başka varsayıma göre taş bloklar dev manivelalarla kaldırılıyordu.

Büyük Piramit'in içinde üç oda saptanabilmiştir. Bunlardan yapının en altındaki oda, muhtemelen bitirilmemiş haldeki, piramidin üzerine inşa edildiği temel kayasının oyulmasıyla oluşturulmuş odadır. Sonradan “kral odası” ve “kraliçe odası” adları yakıştırılan[2] odalar ise piramidal yapının üst kısmında yer alırlar. Büyük Piramit aslında, iki tapınaktan, bu iki tapınağı birbirlerine bağlayan bir yoldan, piramit çevresindeki mastaba adı verilen çeşitli küçük mezarlardan ve piramitlerden oluşan bir yapılar kompleksinin bir parçasıdır. Mısır’ın Eski İmparatorluk döneminden kaldığı sanılan bu taş eser, doğa koşullarının yıpratıcı etkilerine binlerce yıl karşı koyabilmiş olup, gizemleri bir bir ortaya çıkarılmakla birlikte, henüz tam olarak anlaşılamamış dev bir eser olarak varlığını sürdürmektedir.

Babil’in Asma Bahçeleri – Irak

BABİL ASMA BAHÇELERİ_1280x886

Babil'in Asma Bahçeleri, Helen kültürü tarafından listelenen Antik Dünyanın Yedi Harikasından biriydi. Çamur tuğlalardan inşa edilmiş büyük yeşil bir dağa benzeyen çok çeşitli ağaçlar, çalılar ve asmalar içeren artan bir dizi bahçe ile dikkate değer bir mühendislik başarısı olarak tanımlandılar. Bahçelerin Irak'ın Babil eyaletine bağlı Hille yakınlarındaki antik Babil kentinde inşa edildiği söyleniyor. Asma Bahçeler'in adı Grekçe: κρεμαστός; yükseğe asılı) kelimesinden türetilmiştir. "Asma" kelimesinden daha geniş bir anlama sahip olan ve teras gibi yükseltilmiş bir yapı üzerine dikilen ağaçları ifade eder. 

Bir efsaneye göre, Asma Bahçeler, Yeni Babil Kralı II. Nebukadnezar (MÖ 605 ile 562 yılları arasında hüküm süren) tarafından, Orta Çağ'daki eşi Kraliçe Amytis için İnsanlık Harikası olarak bilinen büyük bir sarayın yanına inşa edildi. Çünkü O memleketinin yeşil tepeleri ve vadileri olan memleketini özlüyordu. Bu, MÖ 290'da yazan Babilli rahip Berossus tarafından onaylandı, daha sonra Josephus tarafından aktarılan bir açıklamadır. Asma Bahçeler'in yapımı da efsanevi kraliçe Semiramis'e de  atfedilmiş ve alternatif bir isim olarak Semiramis'in Asma Bahçeleri denilmiştir. 
Bahçeler, Antik dünyanın Yedi Harikasından yeri kesin olarak belirlenmemiş tek yerdir. Babil metinleri Bahçelerden bahsetmez ve Babil'de kesin bir arkeolojik kanıt bulunamamıştır. Bunu açıklamak için üç teori öne sürülmüştür: Birincisi, bunların tamamen mitsel oldukları ve eski Yunan ve Roma yazılarında bulunan tasvirlerin (Strabo, Diodorus Siculus ve Quintus Curtius Rufus'unkiler dahil) romantik bir doğu bahçesi idealini temsil ettiği;[9] İkincisi, Babil'de var oldukları, ancak MS birinci yüzyılda gibi bir zamanda yok edildikleri; ve Üçüncüsü, efsanenin Asur Kralı Sanherib'in (MÖ 704-681) başkenti Ninova'da Dicle Nehri üzerinde, modern Musul kenti yakınlarında inşa ettiği iyi belgelenmiş bir bahçeye atıfta bulunulduğu varsayımı

Artemis Tapınağı – Türkiye

ARTEMİS_1217x960

Artemis Tapınağı, (Yunanca: Artemision; Latince: Artemisium) aynı zamanda Diana Tapınağı olarak da bilinir. Tanrıça Artemis'e ithaf edilmiş tapınak Efes'te Milattan önce 550 yıllarında tamamlanmıştır. Tapınak tamamen mermerden inşa edilmiştir. Dünyanın yedi harikasından biri sayılan tapınaktan geriye bugün sadece bir iki mermer parçası kalmıştır. Türkiye'deki antik kent Selçuk İzmir'de bulunmaktadır.
Tapınak Lidya Kralı Kroisos tarafından başlatılmış 120 senelik bir projenin eseridir.[1] Dünyanın yedi harikasını derleyen Sidon'lu Antipater tapınağı şöyle tarif etmiştir.

Mağrur Babil'in üstünde savaş arabaları için yol olan duvarını ve Alpheus'taki Zeus heykelini ve asma bahçeleri gördüm ve Güneşin kolosusunu ve yüksek piramitlerin devasa işçiliğini ve Mausolos'un engin mezarını; ama Artemis'in bulutlar üzerine kurulmuş evini gördüğümde diğer tüm harikalar parlaklıklarını kaybetti ve dedim ki "İşte! Olimpus'un dışında, Güneş hiç bu kadar büyük bir şeye bakmadı. (Antipater, Yunan Antolojisi 

Bizanslı Philon ise tapınak için şunları yazmıştır:
Kadim Babillilerin kudretli işçiliğini ve Mausoleus'un mezarını gördüm. Ama bulutlara doğru yükselen Efes'teki tapınağı gördüğümde, diğerlerinin tümü gölgede kalmıştı.

İskenderiye Feneri – Mısır

İSKENDERİYE FENERİ_1280x960

İskenderiye Feneri, Mısır'ın İskenderiye şehrinde inşa edilmiş; ancak günümüzde bulunmayan, Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri ve tarihte inşa edilmiş deniz fenerlerinin en yüksek olanı. 
İnşaası MÖ 285-246 yılları arasında süren fener, bu devletin ilk iki kralı I. Ptolemaios Soter ve II. Ptolemaios tarafından Mısır'da İskenderiye Limanı'nın karşısındaki Pharos Adası üzerine yaptırılmıştı.

Üç bölümden oluşan fenerin mimarı Knidoslu Sostratus'tur. Kaidesi ile birlikte 135 metre yüksekliğinde olan fener, beyaz mermerden yapılmıştı. Tepesinde bulunan, tunçtan yapılmış büyük bir ayna 70 kilometre uzaklıktan görülüyor ve limana giren gemilere rehberlik ediyordu. Alt bölümü dikdörtgen şeklinde ve yaklaşık 55 metre yüksekliğindeydi. Orta bölüm, yukarıya doğru giden rampası olan bir silindir şeklindeydi. Yaklaşık 27 metre yüksekliğindeydi. Üst bölüm ise silindir şeklindeydi ve üzerinde alevin bulunduğu bir odası vardı.

İskenderiye Feneri, antik çağın yedi harikası içinde günlük yaşam için kullanılan tek eserdir.
Üst kısmı MS 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde yıkıldı. 1500 yılında ise bu yapıya ait kalıntılar tamamen yok oldu.

Üzerinde inşa edildiği adadan dolayı Pharos olarak anılmış ve bu kelime birçok dile yerleşmiştir. İspanyolca, Fransızca ve İtalyancada Pharos, deniz feneri anlamına gelmektedir. Yıkılmadan önce yapılan resimleri, dünyadaki deniz fenerlerine yüzlerce yıldan beri örnek olmuştur.

Halikarnas Mozolesi – Türkiye

Mausoleum_of_Halicarnassus_1280x953

Halikarnas Mozolesi (ya da Mausoleion), Kral Mausolos adına karısı ve kız kardeşi Artemisia(en) tarafından Halikarnassos'ta yaptırılmış, Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri sayılan, kolonlarıyla Yunan mimarisini, piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini andıran oldukça büyük boyutlardaki mezar. Bu öneminden dolayı kendinden sonra gelen, aynı stildeki tüm yapılara mozole denmiştir.
Mozole alanı bugün açık hava müzesi olarak düzenlenmiştir. İçeri girildiğinde sağda Bodrum tipi bir ev görülmektedir. Solda görülen uzun yapı içinde Mausoleion'la ilgili kabartmalar, maket ve bazı çizimlerle yapıya ait mimari parçalar sergilenmektedir.

Zeus Heykeli – Yunanistan

ZEUS HEYKELİ_612x960

Zeus heykeli, M.Ö. 456 yılında Olimpos Dağı'nda inşâ edilen Zeus Tapınağı için Fidias tarafından yapılan ve tanrı Zeus'u oturur hâlde betimleyen devasa bir heykeldi.[1] Fidias'ın M.Ö. 438 ile 430 yılları arasında yaptığı tahmin edilen 13 metre yüksekliğindeki görkemli eseri "Dünyanın Yedi Harikası" arasındadır.

Heykel altın ve fildişinden imâl edilmiştir. Zeus'un oturduğu taht, abanoz ağacından yapılmış, altın, fildişi ve değerli taşlardan kakmalar ile süslü hâliyle heykelin kendisinden daha etkileyiciydi. Heykel, Zeus'u sağ elinde zafer tanrıçası Nike ile, sol elinde ise değerli metallerden süslemeler ve bir kartal kakması ile bezeli bir asa tutarken betimlenmekteydi.
Zeus Tapınağının içinde bulunan heykel, tapınağa ancak sığabiliyordu, hatta oturur vaziyette tasvir edilen Zeus, ayağa kalksa tapınağın tavanı yıkılacakmış gibi duruyordu."[2] Üzerinde, Yunan tanrılarının ve sfenks gibi mistik hayvanlar figürleri yer alıyordu. Heykelin derisi fildişinden, sakalı, saçları ve elbisesi altındandı. Karanlık bir koridordan geçilerek görülebildiği için, parlak fildişi, insanların gözünü alıyor ve derinden etkiliyordu.

Olimpiyat oyunları, 391 yılında Theodosius tarafından putperestlik gerekçesiyle yasaklanınca Zeus Tapınağı da ziyaretten men edildi. "Dünyanın Yedi Harikası" arasında sayılan heykel, Atina'nın ileri gelenleri tarafından, yeni kurulan Konstantinopolis'e taşındı ve orada da 462 yılındaki büyük yangında yok oldu.
Olimpos'ta 1829'da Fransızlar tarafından burada bulunan heykele ait bazı parçalar Paris'te Louvre Müzesi'nde sergilenmektedir.

Zeus, Yunan mitolojisinde en güçlü ve önemli tanrıdır. Gökyüzü ve şimşek tanrısı olarak da geçmektedir.

Rodos Heykeli – Yunanistan

RODOS HEYKELİ_1280x795 

Rodos Heykeli, Antik Dünya'nın yedi harikasından biridir.
Antik Çağ'da Rodos Adası'ndaki Rodos şehrinin limanının girişinde bulunan, Yunan Güneş Tanrısı Helios'un heykelidir.
MÖ 305'te Büyük iskender’in ardılları olan Makedonyalı Antigonitler Rodos'a saldırmış ve kuşatma 1 yıl sürmüştür. MÖ 304'te barışın sağlanmasıyla Rodoslular, tanrılara şükranlarını sunmak için bir heykel yaptırmak istemişlerdir. Heykeltıraş Lindoslu Haris'in yaptığı Güneş Tanrısı Helios'u simgeleyen heykel 32 metre yüksekliğinde ve tunçtan yapılmıştır. Yapımı 12 yıl sürmüş ve MÖ 282 yılında tamamlanmıştır.

Liman girişinde duran heykelin bacaklarının arasından gemilerin geçtiği şeklinde bir söylence vardır ancak o zamanların yapım teknikleri ve malzemeleriyle böyle bir heykelin yapılmasının mümkün olmadığı düşünülmektedir.[kaynak belirtilmeli] Heykel MÖ 225 veya 226'daki bir depremde yıkılmış, birkaç asır yan yatmış halde kalmıştır.
Heykelin şekli yapılan çizimler ve anlatılanlardan yola çıkarak hazırlanmış, Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi New York'ta bulunan Özgürlük Heykeli'ni Rodos Heykeli'den esinlenerek yapmıştır.

Antik Çağlarda inşa edilen mimari eserlerden günümüze sadece Gize’deki Keops Piramidi sapasağlam ulaşabilmiştir. Haliyle, günümüzde hala var olan ve ziyaret edilebilen mimari eserler için yeni bir “dünyanın yedi harikası” listesi oluşturma fikri doğmuştur.

İsviçre merkezli New7Wonders Vakfı, yarışma düzenleyerek “Dünyanın Yeni 7 Harikası”nın belirlenmesini sağlamıştır. Cep telefonu ve internet aracığıyla ve 6 yıl süren bir oylama sonucunda belirlenen yeni dünya harikaları:

Çin Seddi – Çin

ÇİN SEDDİ_1280x850

Çin Seddi, Çin'in kuzeybatısı boyunca uzanan, dünyanın en uzun savunma duvarıdır. Kalıntıları Po Hay Körfezi'nde deniz kıyısında başlar. Pekin'in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang-Ho Nehri'ni ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü'nün güneyinden batıya yönelerek devam eder.

Seddin yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 8.851,8[1] kilometredir. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 2.500 kilometrelik settir. Ancak asıl inşaat, MÖ 221 ile MS 608 yılları arasında yapılmıştır. Bir diğer arkeolojik araştırmaya göre tüm kollarıyla birlikte toplam 21.196 km uzunluğa sahiptir.

Petra Antik Kenti – Ürdün

PETRA_604x960

Amarna mektuplarında Pel, Saleh (Kaya) veya Seir olarak bahsedilen yerlerin Petra olduğu düşünülmektedir.
Rekem ismi; Yahudi tarihçi Josephus bölgeye Musa zamanında Medyanlılarca yerleşildiğini ve bunların beş kralından birisinin adının Rekem olduğunu yazar. Josephus şehrin Arap topraklarında en yüksek değeri kazandığını, Yunanlarca Petra olarak isimlendirildiğini, Araplar tarafından Rekem olarak anıldığını kaydeder.[1] Bu isim Musa vadisinde kaya duvarına yazılmıştır.

Eski bir teoriye göre şehrin Semitik (İbranice, Arapça) ismi İbrani Kutsal Kitabı'nda geçen Sela (Arapça Saleh, kaya) olmalıdır. Ancak yerleşimin adını değil de kaya oyuntularını işaret eden bu isimlendirmenin geçersizliği durumunda şehrin Arapça/İbranice ismi belirsizliğini korumaktadır.

Arkeolog ve İslam tarihi araştırmacısı Dan Gibson şehrin Arapça adının Bakka (veya bekke) olduğunu, Kur'an'da bahsedilen yerin de Petra olduğunu ileri sürmektedir.

Tac Mahal – Hindistan

TAÇ MAHAL_1280x721

Tac Mahal, Hindistan'ın Agra şehrinde, 1631-1654 yıllarında inşa edilmiş anıt mezar.
İslam türbe mimarisinin en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir. Babür İmparatorluğu'nun 5. hükümdarı Şah Cihan'ın 17 Haziran 1631 tarihinde genç yaşta ölen eşi Ercümend Bânû Begüm (Mümtaz Mahal) için o zamanki imparatorluğun başkenti olan Agra'da Yamuna Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır. Mümtaz Mahal'in ve 1666'da ölen imparator Şah Cihan'ın mezarlarını barındırır.

Yapı, Şah Cihan'ın hâkimiyeti süresinde en parlak dönemini yaşayan Babürlülerin güç ve kudretini temsil eder. Hanedanın güç ve kudreti kadar, Şah Cihan ile eşi Ercümend Bânû Begüm arasındaki sevginin de sembolüdür. Şah Cihan'ın tahta çıkması üzerine Mümtaz Mahal adını alan Ercümend Banu, on dördüncü çocuğunu doğururken ölmüştür. Hükümdarın, eşine duyduğu sevginin hatırasına görkemli bir anıt mezar yaptırarak teselliyi sanat ve mimaride bulduğu anlatılır.
1983'ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras Listesi'nde yer almaktadır. Yılda tahminî 3 milyon kişi tarafından ziyaret edilir.[

Kurtarıcı İsa Heykeli – Brezilya

KURTARICI BREZİLYA_642x960

Kurtarıcı İsa (Portekizce: Cristo Redentor), Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde Corcovado Dağı üzerinde yer alan ve şehrin sembollerinden biri olan İsa heykelidir.

Dağın aşağı kısmında Tijuca Milli Parkı'nda bulunur. Corcovado 710 m yükseklikte olup, muhteşem bir şehir manzarası sunar. Corcovado dağ treni, kıvrımlı bir yolu izleyerek dağın zirvesinin yakınına kadar gelir. 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.

Chichen Itza – Meksika

Chichen Itza – Meksika_1280x681

Chichen Itza (ya da okunuşuyla Çiçen İtza), Meksika'nın Yucatán Yarımadası'nda, Valladolid ve Mérida arasında yer alan, Kristof Kolomb öncesi dönemde kurulmuş bir İtza Maya kentidir. Muhtemelen bir dönem Yucatan’ın dini merkezi olmuştur. Günümüzde Meksika’nın en çok ziyaret edilen ikinci arkeolojik sit alanıdır. Chichen-Itza’daki El Castillo (kale) adıyla tanınan Kukulkan (Kukuul Kaan) piramidinin yüksekliği üst platforma nazaran 24 m'dir. (10. yüzyıl sonunda yüksekliği 40 m olan Uxmal'daki piramitten daha alçaktır.) 7 Temmuz 2007'de seçilen dünyanın yeni yedi harikasından biridir. Efsaneye göre kent 10. yüzyılda Quetzalcoatl önderliğindeki Toltekler'ce alınmıştır. Kentteki önemli yapılar şunlardır:

Kale adıyla tanınan Kukulkan Tapınağı ya da Kukulkan Piramidi: Mayalar bu piramidi astronomi ve matematik bilgilerini ortaya koymak istercesine belirli bir sistemle inşa etmişlerdir. Örneğin 4 cephesinin her birinde 91 basamak yer alır ki, böylece 4x91’le bulduğumuz 364 sayısına en tepedeki düzlüğü (1) de eklediğimizde yıldaki günlerin sayısı olan 365’i bulmaktayız. Ayrıca, piramidi öyle bir şekilde yönlendirmişlerdir ki, ilkbahar ve sonbaharda ekinoksların gerçekleştiği an, piramide gelen güneş ışıkları piramidin çıkıntıları sayesinde, merdiven basamaklarının dibinde bulunan iki yılan başı yontusunun S’ler çizen bir gövde uzantısı oluşacak şekilde bir gölge oluşturmaktadır. (İki başlı yılan.) Bu yılan, Kukulkan adıyla bilinen ilah tüylü yılandır. (Yılanın bir özelliği vücudunun gökcisimlerinin yörüngeleri şeklini alabilmesi, S'ler çizebilmesidir.) Ayrıca piramiti inandıkları yeraltı alemi katları sayısı gibi 9 farklı düzey halinde düzenlemişlerdir. Piramidin tepesinden bakıldığında 300 hektarlık bir görüş alanına sahip olunur, yani kentteki tüm yapılar görülebilmektedir.
Caracol (okunuşuyla Karakol) denilen gözlemevi. Yapıya içindeki spiral taş merdiven nedeniyle olsa gerek, “salyangoz” anlamında bu ad verilmiştir.

Adı Maya dilinde “esrarlı yazıların evi” anlamına gelen Akab Dzib
Baş rahibin tapınağı.
Savaşçılar Tapınağı.
Top oyunu sahası.
İspanyollarca “rahibeler manastırı” adı verilmiş yönetim sarayı.
Çeşitli tapınakları içeren, “eski Chichen” yapılar grubu.

Machu Picchu – Peru

Machu Picchu_983x960

Machu Picchu bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir. 7 Temmuz 2007 tarihinde Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmiştir.

And Dağları'nın bir dağının zirvesinde, 2.430 m yükseklikte, Urubamba Vadisi üzerinde kurulmuş olup Peru'nun Cusco şehrine 88 km mesafededir. Şehir, İnkalı bir hükümdar olan Pachacutec Yupanqui tarafından 1450 yılları civarında inşa ettirilmiştir. İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları işgal ederken sık dağlar arasında kalmış bu şehir, istilacılar tarafından fark edilmemiş ve bu sayede zarar görmemiştir. Şehrin inşaası tamamlandıktan kısa süre sonra yayılan çiçek hastalığı salgını nedeniyle şehir terkedilmek zorunda kalınmıştır. Machu Picchu 200'den fazla merdiven sistemiyle birbirine bağlı olan taş yapılardan oluşur. Şehrin 3000 basamağı bugün hâlâ gayet iyi durumdadır. Şehrin inşaasında kullanılan özel taşların vadiden raylı halat sistemiyle zirveye taşındığı düşünülüyor. Ayrıca hemen yanında Huayna Picchu isminde 2720 metre yüksekliğinde bir dağ bulunur. Bu dağa giden patika yol Machu Picchu'dan bakılınca görünmeyen gizli bir geçit şeklindedir ve tırmanış yaklaşık 2 saat sürer. Huayna Picchu'nun zirvesinden tüm Machu Picchu şehrini ve çevreyi 360 derece gözlemlemek mümkündür.

Kuruluş amacı ve anlamı, günümüze kadar süren tartışma konusudur. Günümüze gelmeyi başarmış bilimsel kanıt içerikli çok fazla ipucu bulunmamasından sadece tahminler yapılabilmektedir. Bu yüzden o zamanlardaki adı bilinemeyen şehir, ismini bugün yakınlarda olan bir dağ zirvesinden almıştır. Şehrin tarım alanı olarak kullanılan teraslardan oluşan bölümleri, Eski Zirve (Keçuva dilinde: Machu Picchu) denen dağın eteklerindedir. Şehrin sonunda ise Genç Zirve (Keçuva dilinde: Wayna Picchu) yükselir.

Kolezyum – İtalya

Colosseo_di_Roma_panoramic_1280x673

Kolezyum ya da Flavianus Amfitiyatrosu, İtalya'nın başkenti Roma'da bulunan oval bir amfitiyatrodur.
Usta bir komutan olan Vespasianus tarafından M.S. 72 yılında yapımına başlanıp M.S. 80 yılında Titus döneminde tamamlandı.[1] Daha sonraki değişiklikler Domitian hükümdarlığı zamanında yapıldı. 
Kolezyum, traverten kireç taşı, tüf (volkanik kaya) ve tuğla kaplı betondan yapılmıştır.

Kolezyum'un içi

Kolezyum, tarihinin çeşitli noktalarında yaklaşık 50.000 ila 80.000 seyirciyi ağırlayabilmiştir.[3][4] İmparatorlar burada Roma halkını eğlendirmek ve biraz da kendi eğlenceleri için gladyatör dövüşleri gibi çok acımasız eğlenceler düzenlerlerdi. Bunlardan başka pek çok halk gösterileri, deniz savaşları, hayvan avcılığı, infazlar, meşhur savaşların yeniden canlandırılması, klâsik mitolojiye dayanan dramalar da canlandırılırdı. Kolezyum daha sonra barınma yeri, iş dükkânları, dinî kışlalar, istiham, taş ocağı, Hristiyan türbesi olarak çeşitli amaçlarla kullanıldı. Asıl adı Arena iken sonradan girişteki heykelin adını aldı.

Günümüzde depremden dolayı harap vaziyette olmasına ve taşlarının çalınmasına rağmen Kolezyum, Roma İmparatorluğu'nun uzun zamandan beri ikonik sembolü olarak görülür. Bugün modern Roma'nın en çok turist çeken yerlerinden biridir. 7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünya'nın Yeni Yedi Harikası'ndan biri seçildi.[5]

Ayrıca Roma Katolik Kilisesi ile yakın bağlantıya sahiptir. Paskalya öncesi Cuma günü Papa amfitiyatroda fener alayı düzenler.

Kolezyum'un resmi de İtalya'da basılan 5 avro sent bozuk parasının arkasına basılmıştır.


 

Editör: Merve Kiraz