Nitekim, Eylül ayının ortalarından itibaren sözünü ettiğimiz dönüşün hareketliliği yaşanıyor.
Söz konusu hareketlilik, hem ulaşımda ve hem de Erzincan’a özgü ürünlerin satıldığı semt pazarlarında yoğunlaşıyor. Pazarlarda alışveriş yapan misafir hemşehrilerimiz, yöremizin kuru ya da yaş meyvesini, çeşitli tahıl ürünlerini alıyorlar. İstanbul’a, İzmir’e, Ankara’ya, Antalya’ya sefer yapan otobüsler, uçaklar, özel araçlar yük taşıyor. Erzincan’ın sürekli göç veren bir Şehir olmasının bu hareketlilikte payı var.
İl dışında yaşayan hemşehrilerimiz yaz mevsiminde Erzincan’a geldiklerinde, Erzincan özlemini eş, dost hasretini giderdiklerini, Erzincan’da olmaktan memnunluk duyduklarını söylüyorlar. Ama buna rağmen, bırakınız ticari faaliyetleri dolayısıyla başka yörelerde iş kuranları, görevleri dolayısıyla başka yörelere giden kamu görevlisi hemşehrilerimiz dahi emekli olduklarında Erzincan’a dönmüyorlar. Son görev yaptıkları İllerde kalmayı tercih ediyorlar…
Bunun sebebini sororsanız, (Ki ben soruyorum) her birinin bir mazereti var. Kimi çocuklarının tahsilini, kimi bulundukları yerde konut edindiklerini, kimi batıdaki büyük İllere yakın olmanın avantajlı olduğunu ileri sürüyor. Sonuç olarak, herhangi bir şekilde Erzincan dışına çıkanların çok büyük çoğunluğu geri dönmüyor. O nedenledir ki, Erzincan’dan dışarıya göç devam ederken, yakın çevreden de Erzincan’a göç oluyor... Sosyal yapı değişiyor…
Nitekim, İl dışında yaşayan ve Erzincan’a geçici olarak gelen hemşehrilerimizden şu ifadeyi çok duyuyoruz : “Caddede, sokakta, çarşı pazarda dolaşıyorum, tanıdık yüze çok az rastlıyorum.” Erzincan insanı sürekli başka yörelere göç ediyor ve giden gelmiyorsa, başka ne olabilir ki ?... Elbette 20 yıl, 30 yıl önce Erzincan’ı terk edenler, geldiklerinde tanıdık yüz bulamayacaklardır. Ya da çok az sayıda eş, dosta rastlayacaklardır. Ve öyle de oluyor…
Geçtiğimiz yıl 70 yaşlarında bir yakınım Erzincan’ı ziyarete gelmişti. Bayram arefesiydi. Birlikte Terzibaba Mezarlığı’nı ziyarete gittik.
Bilindiği gibi, bayram arefelerinde mezarlıkta çok kalabalık bir ziyaretçi insan gurubu olur. Yakınım olan zat, uzun uzun sağa, sola baktıktan sonra bana döndü ve hiç tanıdık yüzlere rastlayamadığını söyleyince ona, mezar taşlarına bakmasını, tanıdıklara orada rastlayabileceğini ifade ettim. Çünkü, eski tanıdık isimler gerçekten de oradaydı… Zira onlar göç edemiyordu…