İnsanoğlu hayatı boyunca hep bilinmezden korkar ve sonunun ne olacağı konusunda meraklanıp durur. Gerçekten dünyada bu kadar kötülüğün, zalimliğin, haksızlığın bir karşılığı olacak mı?

Bir yılda 235 bin 71 ölümlü kaza meydana geldi Bir yılda 235 bin 71 ölümlü kaza meydana geldi

Her konuda bize rehber olarak gönderilen Kuranı Kerim’de kabir azabı hakkında bir açıklama var mı, Kabir azabını haber veren hadis-i şerifler sahih mi? diye sorular sıkça sorulmakta. Bu konuya diyanetin verdiği cevap ise şu şekilde;

Duyular ve akıl yürütme vasıtasıyla bilinemeyip vahiy yoluyla sabit olan gaybî konulardan biri de kabir azabıdır. Bu husus bazı âyetlerin işareti (Mü'min, 40/46), çeşitli hadislerin de açık beyanlarıyla (Buhârî, Cenâiz, 86) bilinmektedir. Bir hadis-i şerifte, “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse eğer o duraktan kurtulursa sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulamazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır.” (Tirmizî, Zühd, 5 [2308]) buyrularak ölümle ahiret hayatının başladığı ifade edilmiştir. İnsan öldükten sonra kabre konulunca, Münker ve Nekir adında iki melek kendisine gelerek soru soracaklar, iman ve güzel amel sahipleri bu sorulara doğru cevaplar verecekler ve kendilerine cennet kapıları açılarak cennet gösterilecektir. Kâfir ve münafıklar ise bu sorulara doğru cevap veremeyecek, onlara da cehennem kapıları açılacak ve cehennem gösterilecektir. Kâfirler ve münafıklar kabirde acı ve sıkıntı içinde azap görürlerken müminler nimetler içerisinde mutlu ve sıkıntısız bir hayat süreceklerdir (Tirmizî, Cenâiz, 71 [1071-1072]). Bu sebepledir ki Resûl-i Ekrem (s.a.s.) pek çok kez kabir azabından koruması için Allah’a (c.c.) niyazda bulunmuştur.

Editör: Merve Kiraz