Her yeni güne başlarken yeni felsefeler geliştirdim. Kendimce... Eğrisiyle doğrusuyla bu benim yaşamım ve ben tartıp, ben değerlendireceğim. Uyanır uyanmaz gün ışığını kucakladım. Tatlı bir selamlaşma oldu aramızda. Benim çok işim var dedi ve çıktı. Malum daha uyanması gereken milyonlarca insan var. Tabi ben kendi payıma düşen sarı tanelerimi aldım. Dakikalar sonra sevdiklerimi aradım. Sesini duyduklarımın kalbimde bıraktığı hislerle güzel bir güne başladım. Yaşamam  gereken olaylar zincirine doğru yola çıktım. Hayırlı bir gün diledim kendime ve aynı havayı soluduğum herkese. Küçücük bir çocuğun bile bir tutam sevgiye nasıl karşılık verdiğini gördüm. Kalpten kalbe hakikaten bir yol varmış. Güneş gökyüzünde yer değiştirdikçe ben ruhumda gezintilere çıktım. Doğallığı hiç bir vakit elden bırakmadım. Bir parkta insanların arasından güler yüzlü olanlarına hayalimde bir yıldız çizdim. Kendimce ödüllendirdim. Bir köpek yavrusunun başını okşadım. Arada bir sokaktan geçen arabaların sesleri dikkatimi dağıttı. Öyle yada böyle devam ettim günlük serüvenime. Masalsı bazende gerçekçi. Doyasıya sevdim, doyasıya sevildim. Güldüm, gülüştüm. Bir çiçek bile sevgisizlikten boynunu büküyordu. Hissetttim, sevgi bambaşkaydı. Ona da bir iki laf ettim. Bir bankın üzerine oturdum usulca. Herkesin farklı telaşelerini sezinledim. Hayat kaygıları, çabaları, herkesin farklı bir amacı vardı yaşantısından. Herkesin farklı kuralları vardı doğru olduğuna inandığı. Farklı şeylere gülüp, farklı şeylere ağlıyorlardı. Bazıları bir çift ayakkabı almak için hayaller kuruyor, bazılarıysa sadece ayakları olsun istiyordu. 
           Vakit ilerliyor ve bölümün sonlarına yaklaştığımı hissediyordum. Bir dostumu aradım... Kırk yıllık hatır kazanmak için onu kahve içmeye davet ettim. Acı kahveyi sohbetimizle şekerlendirdik.Onunla vedalaşınca yürüyüşe çıktım. Kah yoruldum, kah dinlendim. Tıpkı hayatım gibi bir yolculuktu sanırım bu... 
            Bazen arkadaş listemi gözden geçirdim. Kimilerinin değeri arttı gözümde... Kimilerininse eksikliklerini görmezden geldim. Akşam oldukça güneş eli kolu dolu gidiyordu. Bütün kötülükleri sırtlamış, dünyayı geceyle başbaşa bırakıyordu. 
             Yastığa kafamı koyduğumda içim rahattı. Mutluydum... Elbette hatalarım vardı. Ama gülümsemekle ne kadar çok insanı mutlu ettiğimi biliyordum. Yarın kahkahası bol insanları bulmanın ümidiyle uykuya daldım ve bugünde kendi sayfamı noktaladım.