Erzincan’ın hemen yanı başında, komşu ilimiz Sivas’ta yaşanan bir doğa mucizesi, kurak toprakların kaderinin aslında "kader" olmadığını gözler önüne serdi. Sivas’ın Çukurbelen köyünde, "gölgesinde oturacak bir ağaç bile yok" diyerek yola çıkan iki arkadaşın 20 yıl önce başlattığı mücadele, bugün 3 bin ağaçlık koca bir ormana dönüştü.
Her ağacın bir kimliği var
Bu projeyi Erzincan köyleri için de uygulanabilir kılan en güzel detay ise "sahiplenme" duygusu. Abdulbaki Hafızoğlu ve rahmetli arkadaşı Talat Akgül’ün başlattığı seferberlikte, dikilen her fidana bir köylünün ismi verildi. Böylece o fidan, sadece bir odun parçası olmaktan çıkıp, o kişinin bir parçası haline geldi.
Erzincan'ın dağları da yeşeremez mi?
Erzincan coğrafyası da tıpkı Sivas gibi bozkır ikliminin sert yüzünü yaşıyor. Ancak Çukurbelen örneği, imkansız denilen kıraç arazilerin bile sabırla yeşertilebileceğini kanıtlıyor. Arabaların arkasında bidonlarla su taşıyarak 5 fidanla başlayan bu hikaye, bugün Erzincan’daki sivil toplum kuruluşları, muhtarlar ve doğaseverler için açık bir çağrı niteliğinde.
Gelecek nesillere 'gölge' bırakmak
Köyde yaşayanların "Her fidan bir hayalin başlangıcıdır" diyerek özetlediği bu durum, sadece bugünü değil, doğanın dengesini ve gelecek nesilleri kurtaracak bir adım. Erzincanlılar şimdi şu soruyu soruyor: Elimizdeki fidanları, isimlerimizle yaşatarak kendi kurak arazilerimizde toprakla buluştursak, 20 yıl sonra çocuklarımıza çöl yerine yemyeşil bir memleket bırakamaz mıyız?





