Gazetemize özel röportaj veren Dr. Talha Erol Durmaz, Erzincan’a olan borcunu ödemek için bu hizmete talip olduğunu söyledi.

Aday Adayı Talha Erol Durmaz’a yönelttiğimiz sorular:

NEDEN ADAY OLDUNUZ?

MEVCUT MİLLETVEKİLLERİNİN YAPTIKLARI ÇALIŞMALARLA ALAKALI EKSİKLERİ VAR MI?

BU SEÇİMDE 2 DE 2 OLURMU?

MİLLETVEKİLİ OLMANIZ DURUMUNDA ERZİNCAN İLE İLGİLİ PROJELERİNİZ NELER OLUR?

İKİ MİLLETVEKİLİNİN ARALARINDA Kİ İLİŞKİYİ NASIL BULUYORSUNUZ?

ERZİNCAN İKİ MİLLETVEKİLİNDEN MEMNUN MU SİZE GÖRE?

MİLLETVEKİLİ PROFİLİ NASIL OLMALI?

Ve aldığımız cevaplar:

NEDEN ADAY OLDUNUZ?

Şimdi Erzincan’a bizim borcumuz vardı. Şöyle ki biz bu şehirde doğduk, bu şehirde yaşıyoruz ve bizim mezarımız da Erzincan’ın Terzi baba mezarlığında olacaktır. Bu şehirde biz eğer ki taşın altına elimizi koymazsak, bir şeylerin eksik olduğunu ve bu şehre vefasızlık ettiğimizi düşünecektik. 25 dönemde Erzincan milletvekili olarak seçildik, fakat bu dönem içerisinde yeterli hizmet fırsatı bulamadık, 5 aylık bir süreydi yaklaşık olarak. Bu 5 aylık süre içerisinde zaten meclis kapalı olduğu için meclisin almış olduğu sadece seçim kararı vardı. İcraat fırsatım olmadı. Tabi ki bu dönemden sonra 26. dönemde tekrar aday olduk, fakat 25. dönemde birinci sıra AK Parti milletvekili iken, 26. dönemde aday olarak gösterilmedik. Bu noktada hani neyi başarıp neyi başaramadığımızı algılamamış olmakla beraber partimiz, davamız, bizim gayretimiz dedik ve desteğe, duaya devam ettik. Herhangi bir kırgınlık göstermedik ve aynı gayretle aynı özveriyle çalışmaya devam ettik. Partimizin her çağrısına cevap verdim, her toplantısına katılmaya gayret gösterdim. Tabii ki kısır çekişmelere bırakılacak bir durum değil. Bu memleket davası aslında, milletin davası, bu şehrin davası. Memleketin davası olduğunu şöyle görüyoruz, ülkemiz gerçekten jeopolitik olarak kritik öneme sahip bir alanda.  Bir tarafımızda Suriye krizi cereyan etmekte, diğer tarafta daha öncesinde Rusya ile yaşanan sorunlar diğer tarafında ülkenin Yunanistan’la ve Avrupa Birliği ile yaşadığımız sorunlar, yine hakeza Amerika'yla yaşadığımız sorunlar, ülkenin içerisinde 15 Temmuz gibi bir garabet durum yaşandı bir ihanet sarmalı sergilendi ve ülkemize diz çöktürmeye çalışıldı, uluslar arası güçler ve içimizde yer alan belli şer odakları tarafından. Diğer taraftan PKK, DAEŞ, DHKPC gibi terör örgütleri ülkemiz üzerinde manipülasyonlar yapmaya gayret gösterdiler. Bu ülke gezi olaylarını yaşadı. Onun için biz kişisel düşüncelerimizi, kişisel çıkarlarımızı bir kenara bırakıp dünya lideri olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında metan olarak durmak bizim için bir şeref olacağını düşündüğümüzden ötürü 27. dönemde de Erzincan milletvekili olarak aday adayı olarak müracaatta bulunduk. Bu süreç yıpratıcı bir süreç gerçekten gayret gösterilmesi gereken, çelik bir iradeye sahip olunması gereken bir süreç. Tabi ki tek başına bu durumun altından kalkmak mümkün değil. Bu hizmeti tek başına yerine getirmek mümkün değil. Onun içinde Erzincan içerisindeki tüm kurumları ve sivil toplum kuruluşlarını, basını medyası ile birlikte, köylüsü çiftçisi bütün halkı ile birlikte el ele vererek ciddi büyük bir hazırlık yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bu ilin kaybettiği veyahutta kazanmadığı değerleri yeniden bu ile kazandırmak belki de bu şehri Türkiye'nin en cazibeli en güzel ve en pırıltılı hale getirecektir. Bunun için Erzincan’da hizmet için gerçekten yapılmayan yapılmadığını düşündüğümüz hizmetleri yerine getirmek için Erzincan'da Milletvekili olarak aday adayı olarak müracaatta bulundum.

MEVCUT MİLLETVEKİLLERİNİN YAPTIKLARI ÇALIŞMALARLA ALAKALI EKSİKLERİ VAR MI?

Mevcut Milletvekillerinin şu eksiği var bu eksiği var diye söylemek kendi siyasetimizin gereği olarak doğru değil fakat, Erzincan'da siyaset nasıl yapılır? siyasi nasıl olmalı? sorusuna şöyle cevap vermem lazım.  Öncelikle kişisel menfaatleri bir kenara bırakıp, kısır çekişmelerden uzak durmak gerekiyor. Bir milletvekili Erzincan'da olsun, Türkiye'nin her herhangi bir yerinde olsun, AK Parti'de siyaset yapan bir siyasinin yapması gereken adam kayırma, torpil, iş tahsisi gibi kişisel, birinin ötekinin hakkını diğerine yedirme şeklinde veyahut da birinin ötekinin hakkını görmeme şeklinde durumlarla bir milletvekilinin kesinlikle iştigal olmaması gerektiğini düşünüyorum.  Yalan söz ve vaatlerle milleti kandırmamak gerekiyor. Millete yapabildiğini, biz bunu yaptık ve beraberce yaptık sizin desteğinizle yaptık demek, yapamadığını ise ben bunu yapamıyorum beraberce başka çözüm yolları bulalım demek doğru olandır. Ama insanları oyalayıp ya işte biz bunu yapacağız yapıyoruz yaptık ha gayret gibi ifadeler siyasi yaklaşıma, Hele ki AK Partili siyasi yaklaşıma, AK Partili bir siyasetçiye kesinlikle yakışmayan bir durumdur. Bu ilde siyaset yapan kişi, üniversiteyi, organize Sanayi Bölgesi'ni, yine Küçük Sanayi işletmelerini, basını medyayı, sivil toplum kuruluşlarını ve kurumları bir arada tutacak ilkeli ve düzeyli siyasi argümanlar ortaya koymalıdır. Yani bizim diyelim ki organize sanayide bir fabrika kurulacaksa bunun üniversite ile danışılarak, gerçekten bu reel midir, efektif midir, uygulanabilir mi? yapılabilir mi? diye sorgulanması gerekir. Yani ben yaptım oldu, bu eski bir zamanların kalıplaşmış artık gündemden tedavülden kaldırılmış siyasi anlayışlarıdır. Bir başka konu Erzincan’a sulama kanalının başından bakabilecek bir siyasi anlayış gerekmektedir. Şöyle ki Erzincan’ın bir kenarından Fırat'ın bir kolu olan Karasu geçmektedir. Bu Karasu'nun araziye yeterince dağıtılmadığı düşünüyorum ve dağıtılan kısımlarında elektrik gücüyle masraflı bir şekilde dağıtıldığını düşünüyorum. Aslında bu şehir tarım ve hayvancılık şehri.  Erzincan'ın bir ova olması hasebiyle etrafında ki illerin de sebze üretmeyen iller olması, Erzincan'ı ciddi bir pazar yapar. Bu şehrin cazibeli suya ve ovanın modern sulanması modern tarımla buluşturulması gereği kaçınılmazdır. Onun için bu şehirde siyaset yapacak milletvekilinin araziye kanalın başından bakabilecek kabiliyette ve o gayrette olması gerektiğini düşünüyorum. Hak yemeyen, halk içinde ve halk için çalışacak ve bu şehrin sesine kulak verecek bir siyasi yapıyı bu şehirde arzuluyoruz. Biz olalım veya olmayalım, biz olursak hizmet ederiz, olmasak dua ederiz. Gayretimiz bu yönde olur. Şimdiye kadar yapılan gayretler, Erzincan için yapılan hizmetleri ayakta alkışlıyoruz, saygı ile önünde eğiliyoruz. Yapanlardan Allah razı olsun diyoruz. Ama bu şehirde enerjinin çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Onun için de yeterli gayret var mı? devam eden bir süreç, bu süreçte Erzincan için farklı neler yapılabilir in gayreti içerisinde siyasilerin olması gerekiyor ve biz de dahi bu siyasi hareket içerisinde olursak bunun gayreti içerisinde olacağız Allah'ın izniyle Elimizden geldiği kadar gücümüzün yettiği kadar bunu dillendireceğiz.

BU SEÇİMDE 2 DE 2 OLURMU?

Şimdi bana sorarsanız Erzincan'da bundan sonra AK Parti her zaman İkide iki olarak devam edecek. Çünkü AK Parti kendisiyle yarışan bir partidir, diğer partilerle yarışmaz. AK Parti kendi vizyonunu ortaya koyar 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarını ortaya koyar ve bu vizyon doğrultusunda gayretini gösterir, kendi ile yarışır. Yani AK Parti'nin Erzincan'da bırakın ikide ikiyi, eğer ki  kendi almış olduğu oy oranından bir tane bile geriye oyunun düşmüş olması bir şekil  başarısızlık olur. Onun için yani ikide iki olması çok önem arz eder, Erzincan'da AK Parti'nin başarısı açısından. Fakat bu ikiyi alıp bu şehre yapılan yatırımların da iki kat arttırmak önemli olan. Yoksa değil ikide iki, beşte beşi de alsanız beşte bir oranında hizmet veriyorsanız, bunun bir anlamı yok. Onun için ikide iki evet biz yine tekrar alacağız Allah'ın izniyle, eğer aday olursak. Fakat 2’de 2'yi almaktan ziyade biz bu şehre iki kat, dört kat, belki on kat nasıl hizmet edebiliriz bunun gayreti içinde olacağız. Diyelim ki bir başka parti milletvekilinin birisini aldı, yani hani bir enerji düşüklüğü sergilendi, belki bir geri düşme oldu, o zaman yine bizim seçimlerimizde 25. dönemde bir Ak Parti bir CHP Milletvekili Sayın Erdoğan Bey ile birlikte olmuştu ve beraber biz bu şehrin sorunlarını oturup konuştuk ve ortak çözümler üretmeye gayret ettik. Tabi ki siyasi olarak farklı bakış açılarını olabilir ama hizmet noktasında bu şehirde siyasete soyunmuş olan sağ ve sol veyahutta iktidar veya muhalefet ne olursa onların da bu şehir için gayret göstereceğini ben düşünüyorum. Fakat biz daha iyisini yaparız düşüncesindeyiz. Onun için halkımızdan bu yönde teveccüh bekliyoruz.

MİLLETVEKİLİ OLMANIZ DURUMUNDA ERZİNCAN İLE İLGİLİ PROJELERİNİZ NELER OLUR?

Erzincan’da çiftçilerimiz gerçekten evine ekmek götüremez duruma gelmiştir. Şöyle ki düşük ekonomik değerli ürünler ilimizde ekiliyor arpa buğday gibi ve onların da maliyetleri, üretim maliyetleri yüksek olduğu için fazla karlı görünmüyor. Sulama ücretli olduğu için elektriğe dayalı olduğu için çok pahalı. Bunun için biz kısa bir dönem 5 ay milletvekilliği yaptık, bu 5 ay süre zarfında sulama Birlikleri'nin kapatılması ve Devlet Su İşlerine sulama işinin devredilmesi noktasında gayret gösterdik. Hamd olsun sağ sahilinde sulama birliğini kapattırdık o dönemde. Sonrasında Devlet Su İşleri marifetiyle bu iş yürütüldüğünde bu işin daha iyi yürüdüğünü gördük. Sonrasında biz cazibeli suyu şehre kazandırmayı arzu ediyoruz. Cazibeli su dediğim karasudan bir kola ayrılarak daha önce projeleri yapılmış bunların, tekrar üzerinden yenileme yapılarak karasudan şehrin Kuzey cephesine cazibeli bir kanalla birlikte suyun taşınması ve damlama sulama, yağmurlama sulama sistemlerinin şehre kazandırılması konusunda gayret göstereceğiz. Aynı zamanda arazi birleştirilmeli, yani arazi tümleştirmeleri diyelim daha doğrusu. Büyük tarlalar ve bu tarlalarda modern tarım faaliyetleri yapan insanlara belli oranda teşvikler sağlamayı planlıyoruz. Tabii bu bakanlığın yapacağı faaliyetler ama biz bunlara ön ayak olacağız. Yani bu şehri bir tarım şehri ve hayvancılık şehri olarak planlıyoruz. Seracılık bu şehirde ciddi anlamda geri planda kalmış, bizden sonra 26. dönemde bu konuda partimiz ve valiliğimizin belli gayretleri oldu. Bunlar güzel hoş şeyler ama biz bunu daha da yaygınlaştırıp bütün ovaya araziye bunu yaymayı planlıyoruz. Modern seralar yapmayı planlıyoruz, bunlar için teşvikler sağlamayı planlıyoruz. Modern seraları ve damlama sulama sistemini, yağmurlama sulama sistemini tarlasına kuran çiftçilere eğer ki ülkenin gerçekleri de müsaade ederse bunun için gayret göstereceğiz. Başarırız veya başaramayız Rabbim inşallah başarı nasip eder,  tarlasına modern sulama sistemini kuran çiftçilere ücretsiz sulama suyu verilmesi konusunda gayret göstereceğiz. Tarım girdilerini azaltma konusunda ciddi çalışmalar yapacağız bu şehirde. Şöyle düşünün bir tarladan diyelim ki bir ürün alıyorsunuz buğday arpa ekerken ama sera yaptığınızda 10 katı ürün alıyorsunuz. Yani bu ne demektir, Erzincan’a tarımdan yapılan girdi en az yaklaşık 10 kat artacaktır . Bizim ilimizin etrafındaki iller de hiç bir tanesinde sebze üretilmez, dikkat ederseniz ne Tunceli'de, ne Erzurum'da. Tunceli kendine yetecek az bir miktar sebzesi olur. Erzurum, Kars, Rize, Artvin, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt gibi illerde hatta Sivas'ta bile sebze üretilmez. Buralara Mersin'den sebze gelir fakat bizim elimizde öyle bir imkân var ki, ovamız o kadar mümbit ki sebze üretiminde bu şehir gerçekten pilot bir şehir olabilir etrafına ciddi anlamda sebze sunabilecek. Hatta Gürcistan, Rusya gibi, İran gibi yakınlık kapılarımız olduğu için özellikle Rusya ile Gürcistan noktasında sebze satışları ihracat noktasında bile şehri bir noktaya taşıyabilir, bunun için gayret göstereceğiz. Sonrasında hayvancılık, şehrimize tavuk kanatlı kesim ünitesi yapıldı, yapanlardan Allah razı olsun güzel bir proje. Fakat bunu besleyecek tavuk çiftliklerinin yaygınlaştırılması ve pazarda ciddi bir yer alınması, marka değerinin artırılması noktasında çalışmalar yapacağız. Kırmızı et ile ilgili çalışmalar var bunları biliyorum ve bunun geliştirilmesi için gayret göstereceğiz. Yani şehri tarım, tarıma dayalı sanayi, hayvancılık hayvancılığa dayalı sanayi noktasında geliştireceğiz. Bu konudaki fabrikaları teşvik edeceğiz. İşçi yoğun fabrikaların ilimize kurulmasını sağlamaya gayret göstereceğiz ki şu anda ilimizde kurulmaya çalışılan, yani kurma arzusunda kurulma aşamasında olanların dosyalarını takip etmek, elden takip etmek dahi olsa Milletvekili olarak onların dosyalarını alıp kurulması noktasında başarıya ulaşması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.  Çünkü bu şehrin ciddi anlamda iş istihdamına ihtiyacı var. Bu şehirde falancanın bir işe girmesi işte filancanın şu işten çıkması milletvekilinin işi olmamalı. Milletvekilinin işi 100 kişinin, 500 kişinin çalışacağı bir iş sahası nasıl kurabilirim, fabrikaları nasıl çalıştırabilirim, seraları nasıl canlandırabilirim olmalı. Üniversitemizde seracılık yüksekokulu neden kurulmuyor,? bir ovayız ve böyle bir yüksekokulumuz neden yok, şeker fabrikamız şimdiye kadar ciddi anlamda üretime geçirilmedi yani sanayileri kurulmadı. Yani bu noktada neden  makine fabrikamız yatıyor, neden ağır bakımımız ciddi anlamda çalışmıyor. Bu soruların cevapları aslında bizim hizmetimizin özeti. Yani Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu il bizi bir yerlere taşıyacak zaten bu konuda hizmet noktasında bizde bu ili bir yerlere taşımak için gayret göstereceğiz.

İKİ MİLLETVEKİLİNİN ARALARINDA İLİŞKİYİ NASIL BULUYORSUNUZ?

Milletvekilleri aynı partiden iki kişi arasında kısır çekişmeler olabilir. Tabi bunlar daha sonrasında husuletle birlikte yani iyilikle çözülmüş sonra da iyi ilişkiler devam etmiş. Fakat eğer bir şehirde iki milletvekili varsa bu iki milletvekilinin mutlaka birbiriyle diyalog içerisinde olması gerekir. Yani birinin ak dediğine kara ötekisinin kara dediğini ak dememesi gerekir. Bunun içinde bu şehirde  iki milletvekili hep olacak. Çünkü nüfusumuz maalesef yeterli değil ancak 2 milletvekili alabiliyoruz. İnşallah tabii ki biz Erzincan’ın sanayisini, tarımını, hayvancılığını geliştirdiğimiz zaman 3 milletvekili ne çıkacak nüfusa bu şehri getirmeyi arzu ederiz. Yapabilir miyiz hani biz niyetimizi halis tutalım. Biz bu şehri ciddi anlamda nüfusunu artırarak, üçe çıkarmayı planlıyoruz ama zor bir durum bu öyle çok kolay değil nüfus kazanmak için bir şehrin sanayisinin, tarımının, ekonomisinin ciddi anlamda gelişmesi gerekir. Tabi ki bizim daha önceden yapılanları eleştirmek yerine, bizim dönemimizde yani olursa bu şehre hizmet fırsat olursa, biz ne yapacağız sorusu bizim Allah'a hamd olsun şu ana kadar 45 yaşındayım 45 yaşına kadar herhangi birisi ile herhangi bir çekişme de ya da ikili problem de hiçbir zaman olmadım. Ne hiçbir hizmet ettiğim hastalardan hasta yakınlarından ne herhangi bir kurum ve kuruluşlarla ne herhangi bir kimse ile diyalogsuzluğumuz olmadı. Bunun yanında bundan sonra da şehre gerçekten hani bir uçağın uçması için 2 motor beraber çalışması gerekir ya, birisi dursa birisi çalışsa uçağın düşmesine sebep olur onun için ikisini birden çalışması ve aynı doğrultuda aynı gaye için çalışması gerekir. Doğrusunu böyle olduğunu düşünüyorum. İnşallah bundan sonraki bu şehre hizmet edecek kişilerin, kurumların hepsinin sadece milletvekilleri değil, yani milletvekillerinin kurum amirlerinin benzeri bütün bunların şehir için düşünen herkesin sinerjik bir şekilde beraberce hareket etmesi doğru olacaktır.

ERZİNCAN İKİ MİLLETVEKİLİNDEN MEMNUN MU SİZE GÖRE?

İnsanların memnuniyeti bu seçimde kullanılacak olan oy oranları gösterecek. Beklentiler önemli olan tabi. İnsanlar bir şeyler bekliyor, farklı şeyler görmek istiyor. Ben bir kişiye veya bir partiye oy verdiğim zaman o partinin yapmış olduğu gayreti hesap ederim. Halkımıza rağmen siyaset olmaz.  Halkla birlikte halk için siyaset olur ve bunun değeri kıymetini de halk verir.  Yani biz işte şunu yaptık bunu yaptık her şeyi söylesek de halk hesap eder der ki siz şunu yaptınız ama bunu yapmadınız. Veya da şunu da yapsaydınız iyi olurdu veya sizin karşınızdaki insanları sizden daha iyi yapacaklarını düşünüyorum ve onu getireceğim yerine diyebilir. Bu ancak seçim sürecindeki daha doğrusu siyasi süreci sonrasında başarı karnesini seçim verir. Seçimde karnenizi önünüze koyar derler ki bak senin başarılısın ya da başarısızsın. Seni destekliyoruz gayret edin devam edelim ya da desteklemiyoruz derler. Halkı kandıramazsınız. Bir kişiyi kandırabilirsiniz, beş kişiyi kandırabilirsiniz ama halkı kandıramazsınız. Halkı ancak hizmetlerinizle kandırabilirsiniz. Hak için, halk için hizmet yaparsanız o zaman halk da sizi sever.

MİLLETVEKİLİ PROFİLİ NASIL OLMALI?

Milletvekilinin kişiliği bir kez şöyle olmalı, en başta röportajın başında söyledim yalan söylememeli. En önemlisi adam kayırmacılık yapmamalı ve hizmetini şartlı yapmamalı. Bu memlekete ihanet edeni görmezlikten gelmemeli. Bu memlekete zulmedeni bu şehre hizmetini alacağı hizmeti engelleyeni görmezlikten gelmemeli ve kişisel çıkarlarını toplumun çıkarının ilimizin ülkemizin çıkarın önüne geçirmemeli. Ben bu noktada hani çok ciddi sıkıntılar olduğunu düşünmüyorum. Fakat Rabbim nasip ederse biz bu şehirde nasıl milletvekili olunması gerektiğini 1 dönem göstereceğiz. Bizim şöyle söyleyeyim, eğer ki milletvekili Rabbim nasip eder olursam, bu şehirde işe adam sokma, yani işte benim kızımı oğlumu şu işe sok veyahutta terfi durumu mu bilmem yap, işte torpil yap benzeri şeyleri kesinlikle kabul etmeyeceğim. Bunu daha önceki 25. dönemde de söyledim. Bizim bunlarla işimiz yok. Bunun için devletimiz İŞKUR Müdürlüğü diye bir müdürlük kurmuş, İŞKUR Müdürlüğü'nün başına bir müdür, müdür yardımcısı ve yaklaşık 15 kişi çalışanı var koyulmuş. Bunlar bir gayret içerisindeler bu ildeki iş sahalarına işsizlere açma, yeni iş sahaları oluşturma konusunda gayret gösteriyor. Bunu sonuna kadar destekleyeceğiz ama İŞKUR'un başındaki insanların adil olmasını sağlayacağız. Yani bu halka mesela diyelim ki bir eve 3 ekmek girerken bir eve hiç ekmek girmiyorsa dördüncü ekmeği sokmak yerine diğerine bir ekmek vermek daha isabetli olacaktır. Yani bir ekmekten kastım bir maaş. Onun içinde milletvekili olarak bu tür angarya işler ile uğraşmak yerine, nasıl olur da 500 kişilik bir iş sahası açabilirim, 5000 kişilik iş sahası bu şehre nasıl açabilirim. Ondan sonra iş sahasını açtıktan sonra zaten işçi gider o işi bulur milletvekiline de ihtiyacı olmaz. Milletvekili Rezzak değildir, rızık veren değildir. Biz bunu belki de şimdiye kadar yanlış uygulamalarını gördük. Yani sanki milletvekili bu şehirdeki iş sahalarının paylaştıran bir adam gibi algıladık, halk olarak da böyle belki meyil ettirildik. Bununla uğraştığı için de milletvekilleri belki şehrin gerçekten uğraşması gereken konularıyla uğraşamadı. Yani belli kurumlar var zaten bir nüfus müdürünün işine gidip de şuna bunu ver buna verme buna Nüfus kaydı ver diyor muyuz? Hayır. Peki bir İŞKUR müdürünün işini niye biz yapıyoruz Milletvekili olarak. Yani bu 5 aylık dönemde bize gelen taleplerden bunu söylüyorum. Yaklaşık günde 200-300 tane telefon geliyordu bunlardan ya kızımı işe sok oğlumu işe sok. Benim Rezzak olarak senin rızıklarını dağıtırım gibi bir modelim yok ki, milletvekili bu memlekete hizmet için var. iş sahaları açmak için var, yeni yeni  kurumları getirmek için var, yani bu şehri canlandırmak için var. Fakat milletvekilleri böyle işlerle uğraştığı için esas işlerle uğraşamaz hale geliyor. Onun için de bunlardan biz uzak durmaya gayret edeceğiz. Ha bunun için kendi partimizin belli çalışmaları olacak, sosyolojik çalışmaları olacak bunları destekleyeceğiz. Bizim şöyle bir özelliğimizde var, ben teşkilatçı biriyim. Ben kişisel başarılardan ziyade teşkilat başarısına önem veren biriyim. AK Parti teşkilatı olarak halka ulaşmak evet en ince uçlarına kadar kimin evinde ekmeği var, kimin evinde bir sıkıntısı var derdi var keder var bunun için ciddi bir teşkilat çalışması elbette yapacağız. Bunun içinde gelip insanları mecliste odanın kapısında dilendirmek yerine onlara biz ulaşmaya gayret edeceğiz. Onların hali nice böyledir diye. Hani kenarı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu gelir de adl-i İlahi sorar Ömer'den onu diyoruz ya, bunu tabii ki biz Ömer olma şansına sahip değiliz, ama en azından o yolun yolcusu olmak bile güzel. Elimizden geldiği kadar dilimizin döndüğü kadar, gücümüzün yettiği kadar gayret göstereceğiz. Aksi takdirde gerçekten yaptığınız işin siyasi sorumluluğu olduğu gibi, ilahi sorumluluğu da vardır. Yarın yaptığınız hizmetlerin karşılığında ceza bile alabilirsiniz. Onun için yaptığınız hizmetleri adil yapmak zorundasınız, adaletli yapmak zorundasınız, hakkaniyete uygun yapmak zorundasınız. Gerçekten bir yerin idaresine talip olduğunuz zaman o şehrin damar uçlarına kadar sinir uçlarına kadar hükmedebilmek zorundasınız. Bunun için de işte falanca kuruma şu kadar adam girecek bu kadar çıkacak bunlarla uğraşmak yerine, gerçekten bu şehrin sosyal platformlarını, işleyen kurumlarını hepsini ciddi anlamda faaliyete geçirip en uç noktaya kadar gayrete ulaştırmak gerekiyor. Bizim gerçekten enerjimiz fazla bu şehrin enerjisi çok fazla. Bu şehirde bizim gördüğümüz enerji şöyle söyleyeyim, bir Hollanda'yı düşünün işte turuncu bir devrim yaptılar. Ne yaptılar, Hollanda şu anda Erzincan’ın 4 katı büyüklükte bir ülke fakat, adamlar dünyada sayılı ekonomiler arasında. Bizim Erzincanımız onun dörtte biri kadar. Tamam o kadar bir enerjimiz olsun istemiyoruz ama bizim dörtte biri kadar Hollanda'nın bütçesinin bir enerji bir gelir üretebilecek milli gelir üretebilecek bir şehir olduğumuzu düşünüyorum. Bu sadece böyle mi? mesela şehrimiz gerçekten limanlara uzak bir şehir bu da önemli bunu da arz edeyim. Limanlara uzak bir şehir sanayi bölgeleri ağır sanayiler yani yükde ağır fakat pahada hafif sanayiler ilimiz için çok uygun sanayiler değil. Onun için nakliyesi düşük olan sanayileri düşünmemiz gerekiyor. Şehirde yani ürettiğiniz ürünün kilosu fazla değer etmeli. Yani atıyorum ciddi ağır bir üretiminiz varsa, bunun maliyeti düşük olacaktır ve az para kazanacaksınız. Nakliyeye çok para harcayacaksınız. Fakat eğer ki hafif bir ürün üretiyorsanız mesela diyelim ki bir mikroçip fabrikası kurdunuz şehre. Mikroçip fabrikasının bir kamyonla trilyonlarca liralık ürün götürürsünüz. Ama işte atıyorum bir römork fabrikası kurdunuz, römork bir kamyona en fazla 2 tane 3 tane römork koyabilirsiniz belki biraz daha fazla olur. Onun için burada ürettiğimiz şeyin nakliyesi ucuz olmalı, kilosu pahalı olmalı. Onun için biz burada daha önceden bahsettim, mesela güneş enerjisi nakliyesi tamamen ücretsizdir. Üretip direkt sisteme veriyorsunuz. Güneş enerjisi santrallerinin yaygınlaştırılması ki bu konuda bir çalışmam var. Biz bunu geliştireceğiz İnşallah. Veya yine benim düşüncem olan bir proje var. Bu da Milli Kütüphane milli dijital kütüphane kurulması şehrimize. Bunu daha önceden özet olarak söyledim şimdi biraz açalım. Dijital kütüphanenin mantığı şu, dünya üzerindeki tüm bilgilerin arşivlenmesi serverlara arşivlenmesi sistemi. Yani şöyle düşünün Google'ın merkezi gibi serverlerdan oluşan ciddi büyük bir tesis ve bunun içerisinde bu tesise bilgi biriktiren ve bilgileri dezenfekte ederek biriktiren bir çalışma ortamı düşünün. Gelen bilgilerin Google'dan alınarak mesela diyelim siz arama yaptınız herhangi bir şeyi, aradığınız zaman Milli Kütüphane üzerinden gidecek Milli Kütüphane bunu yedekleyecek kendi içerisinde ve sınıflandıracak ve içerisindeki virüsleri olsun, işte ahlaka mugayir yayınları olsun ayıklayacak temizleyecek ve milli bir dijital altyapı oluşturacak. Yarın bir gün işte uluslar arası güçler dediler ki efendim biz Türkiye’nin internet bağlantısını kesiyoruz. Kestikleri zaman bizim elimizde bu internetin kendi içerisinde bir ağı olmuş olacak. Bunun için Erzincan uygun bir yer aslında bu benim belki gözbebeği projem, bunun için gayret göstereceğim. Uygulanabilirliğine bakacağım. Daha doğrusu bu benim en büyük hayalim. Erzincan’a bunu kurabiliriz, neden derseniz çünkü Erzincan nemli olmayan bir şehir. Onun için serverların sağlığı açısından da nemli olmayan bir ortam güzel olur. Bunun için altyapı olarak, iş gücü olarak bunu karşılayabilecek bir yapıda. Böyle bir yer kurduğunuz zaman yaklaşık 4 veya 5 bin kişiye iş sahası açmış olursunuz. Zaten bu şehirde 5 bin işsiz yok. Bu projeyi yaptığınız zaman işsizler kapınıza gelmek zorunda kalmaz. Himmet dilenmek zorunda kalmaz. Peki bu nereden para kazanacak? Biz milli dediğimiz yani kendi örf âdetimize uygun, kendi dini inançlarımızı uygun bir altyapı oluşturduğumuzda diğer Türkî cumhuriyetleri olsun, Arap ülkelerine olsun farklı dillere çevrilerek bunu pazarlayabiliriz. Yani siz şu anda internet satın alıyorsunuz internet hizmeti alıyorsunuz, fakat bu internet hizmetinde çoluk çocuğunuzun ahlaki yapısını koruyamama endişesi taşıyorsunuz. Ama bizim Milli Kütüphanemiz olduğu zaman, milli dijital kütüphanemiz olduğu zaman kendi toplumumuzun ahlaki yapısını bozmadan, ilmi yapısını artırabileceğimiz bir altyapıyı oluşturmuş oluruz. İşte günümüzde sanal bir dünyadan bahsediliyor. İşte sanal gerçeklik vesaire. Bunların hepsi gerçekten nakliyeye ihtiyaç duymayan projelerdir. Yani siz burada üretirsiniz dünyanın bir tarafına hemen veritabanı üzerinden bunu aktarabilirsiniz. Hiçbir maliyeti yoktur. Onun için Erzincan’ın değerlerini, içindeki cevheri bulup çıkarabilmek önemli olan. Yok değil, var imkân var eğer inanıyorsanız. İman varsa imkan mutlaka vardır. Hiçbir şey olmasa bile yani Erzincan için iyi düşünenleri bir araya getirip organize ederseniz, ortak akıl meydana çıkar. Yani bu şehirde herkes bir kenarda bu şehir için iyi düşünüyor. Erzincanlı olup da Erzincan için iyi düşünmeyen bir insan olacağını zannetmiyorum. Kesinlikle olmadığını düşünüyorum ama o iyi düşünceleri bir araya getirip toplayıp ondan sonra bunu enerjiye çevirmek, organize etmek ve Türkiye genelinde bunu değerlendirmek değerli kılmak gerçekten önemli. Mesela 2 yıldır bizim Başbakanımız var Erzincan’ın başbakanı var. Bu iki yıl süre zarfında bana göre her hafta bir proje üretilip Başbakan'a sunulmalıydı. Kısmen sunuldu, kısmen sunulmadı belki ama olmalıydı. Bu şehir 2 yıl Başbakanın getireceği yatırımları kazanmalıydı. Biz bunu belki kaybetmiş olabiliriz ya da yeterince alamamış olabiliriz. Tamamiyle kaybetmiş olduğumuz düşünmüyorum ama yeterince alamamış olabiliriz. Onun için projeleri doğru yaparsanız, eğer ki doğru yerde doğru müracaatlarda bulunursanız, bundan başarı çıkaracağımızı çok emin bir şekilde söyleyebiliriz. Yani bizim ilimizin ülkeye milli gelire katma değer üretmesi, başbakanlık tarafından da cumhurbaşkanlığı tarafından da kesinlikle arzu edilecek bir şeydir. Düşünsenize illere siz yardım yapıyorsunuz bir il var ki o size katma değer üretiyor. Yani bir enerji aldığınız yerden 10 enerji alıyorsunuz on kat milli gelire katma değer demektir bu. Türkiye genelide Erzincan gibi hareket edebilirse Türkiye milli gelirin 10 kat artması demektir. Fakat biz bunu kendi gücümüzü aslında küçümsüyoruz. Bizim gücümüz var, bizim bu şehrin gücü var ve bu gücü de Fırat’tan alıyor, ovasından alıyor, enerjisinden alıyor. Bu şehrin iyi düşünen insanları var ve iyi düşünen insanlar iyi atlara binip gitmişler. Bu şehirde çoluk çocuğuna yeterince imkân bulamadıklarını düşündüğü için bırakıp gitmişler şehri. Onları geri kazanmak gayretinde olmalıyız. Yani bu şehrin beyinlerini geri çekmek zorundayız. Bu şehir için düşünmek zorunda düşündürmek zorundayız. Belki sosyal medya platformları ile birlikte Erzincan’ın Erzincanlı düşünenlerin düşüncelerini bu şehirde enerjiye çevirmeliyiz. Geç mi? Hayır, hiçbir şey için geç değildir. Allah'ın izniyle biz bu iş için varız, geleceğiz Rabbim nasip ederse. Olursa eğer ki biz bu taşın altına elimizi koyduk. Bu hizmeti bize tevdi ederlerse hizmet ederiz yoksa dua ederiz, gayret ederiz. Biz bu davanın yani millete hizmet davasının neferleriyiz. Ha bugün ismi böyle yarın farklı olabilir değişebilir. Ama bu vatana hizmet, bu millete hizmet varsa biz varız. Ve mazlumların yanında zalimlerin karşısında olduğu müddetçe, reisimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yanındayız, yakınındayız ve her zaman da dostu olacağız. Biz bu milleti seviyoruz, bu bayrağı seviyoruz. Bu devleti, bu bayrağı, bu milleti sevenlerle birlikte hareket ederiz her şekilde. Bizden sadece bu memlekete düşman olanlar korkmalı. Çünkü bizde onların düşmanıyız.”

https://youtu.be/sb6OvAxfBdo

Editör: Doğu Gazetesi