1977 yılında NASA tarafından uzaya gönderilen Voyager 1 ve Voyager 2, yalnızca Güneş sistemimizin ötesine geçen ilk insan yapımı araçlar olmakla kalmadı; aynı zamanda insanlığın evrene bir mesajını da taşıdılar. Her iki uzay aracının üzerinde yer alan altın plakalar, Dünya’dan milyarlarca kilometre uzakta, başka yaşam formlarıyla karşılaşma ihtimaline karşı birer kozmik kartvizit niteliği taşıyor. Bu plakalarda sesler, görüntüler ve çeşitli bilgilerle birlikte, Güneş sistemimizin Samanyolu Galaksisi'ndeki konumunu gösteren dikkat çekici bir pulsar haritası da bulunuyor.
Evrenin Işık Evleri: Pulsarlar Neden Seçildi?
Bu eşsiz haritanın merkezinde 14 farklı pulsar yer alıyor. Pulsarlar, süpernova patlaması sonrası oluşan, yüksek manyetik alana sahip, nötron yıldızlarıdır. Bu yıldızlar, dakikada onlarca hatta yüzlerce kez dönebilen ve bu dönüş sırasında çok düzenli radyo sinyalleri yayan kozmik deniz fenerleri gibidir.
Pulsarların haritada kullanılmasının iki temel nedeni var:
-
Uzun Ömürlü ve Sabit Olmaları: Pulsarlar, milyonlarca yıl boyunca değişmeyen sinyaller yaymaya devam eder. Bu özellik, haritanın evrensel ölçekte geçerliliğini artırır.
-
Kendine Özgü Parmak İzleri: Her pulsarın dönüş hızı (periyodu) farklıdır ve adeta birer kozmik kimlik numarası gibidir. Bu periyotlar, haritada ikili sayı sistemiyle belirtilmiştir.
Yani bu harita, bir gün uzaylı bir medeniyetin eline geçerse, yalnızca nereden geldiğimizi değil, aynı zamanda bu mesajın hangi çağda gönderildiğini de anlamalarını sağlayacak şekilde tasarlandı.
Pulsar Haritası Nasıl Görünüyor?
Harita, merkezinde Güneş sistemimizin yer aldığı bir çizimden oluşuyor. Buradan 14 çizgi çıkar; her biri bir pulsara uzanır. Her çizginin yanında ise o pulsarın Dünya’dan gözlemlenen dönme periyodu ikili (binary) sistemde yazılmıştır. Bu sayede, hem yön tayini yapılabilir hem de bu bilgiyle zaman belirlenebilir.
Bu tasarım, Nobel ödüllü bilim insanı Frank Drake ve SETI’nin öncülerinden Carl Sagan liderliğinde oluşturuldu. Amaç, kozmik yalnızlığımızda bir yankı bulmak ya da en azından evrene, “Buradayız ve anlaşılıyoruz,” diyebilmekti.
Uzaya Bırakılan Kozmik İmza
Bugün Voyager 1, Dünya’dan yaklaşık 24 milyar kilometre uzakta ve yıldızlararası boşlukta ilerliyor. Pulsar haritası da onunla birlikte sessizce evreni kat ediyor. Belki bir gün bir zeki uygarlık onu bulacak ve haritadaki verilerden yola çıkarak Güneş sistemimizin izini sürecek.
İnsanlık, bu küçük ama anlamlı jestle uzaya hem bir adres, hem bir selam, hem de varlığını sürdüren bir medeniyetin izini bıraktı.





