Erzincan Barosu’nun Ekim ayının ilk haftası yapılması gereken Genel Kurul Toplantısının Pandemi tedbirleri gereğince Aralık ayına ertelenmesinin ardından basın ile bir araya gelen Av. Tolga Aydemir Baro başkanlığına adaylığını açıkladı.

Mevcut Baro yönetimiyle ilgili bazı iddialarda bulunan Aydemir, Sosyal medyada yayınlanan iddialara katıldığını belirterek, "Baro başkanına resmi yollarla yönelttiğimiz 40 soruya 1 cevap alamadık" dedi.

Avukat Tolga Aydemir, konu ile ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Malumunuz olduğu üzere Erzincan Barosu bir seçim sürecine girdi ve ben de bu süreçte Erzincan Barosu Başkanlığına aday olmuş bulunmaktayım.

               Malumunuz olduğu üzere “Baro, diğer meslek odalarından farklı olarak yargı organıdır, hukuk kurumudur. Yargının kurucu unsuru ve vatandaşların yargıdaki bağımsız sesi olan hak savunucusu avukatların ve bütünüyle yargının sorunlarına meslektaşlarımızla birlikte çözümler üretmek, meslektaşlarımızın deneyimleri ve enerjilerini mevcut sorunların çözümüne yönlendirmek baroların sorumluluğu ve görevidir.

               Hukuk devletinin işlerliği ve hukuki güvenliğin tesisi, toplumsal sorunların çözümünün temelidir. Hukuka aykırılık nereden veya kimden gelirse gelsin, baro hukukun yanında yer almak durumundadır.

               Baronun, her bir meslektaşımıza aynı yakınlıkta olması, hiçbir meslektaşını dışlamaması, meslektaşlar arasında kutuplaşmaya neden olmadan meslektaşlar arasında iletişim kanallarını oluşturması ve geliştirmesi gereklidir. Baro, hukukun ve adaletin tarafı, avukatlık mesleğinin ve meslektaşının arkasında durması gereken bir kurumdur. Baro, Türkiye’mizin, şehrimizin ve insanlarımızın sorunlarına hukuk merceğiyle bakmalıdır.

               Hukukun her geçen gün yara aldığı, avukatlığın güç ve itibar kaybettiği, adalete olan inancın zayıfladığı, hukuk adına son derece olumsuz gelişmelerin yaşandığı bugünlerde çok ciddi sorunlarla karşı karşıyayız.

               Baro, tüm bu sorunlarla etkin, kararlı ve çözüm odaklı bir mücadeleyi, kendi içerisinde bölünmeyen, dışlanmamış ve birbiri ile kavga etmeyen, kenetlenmiş avukatlarla katılımcı bir anlayış, ortak akıl ve hukukçu kimliği ile yürütmelidir. Meslektaşlarımızın bütününü temsil etmeye, hukukun üstünlüğü ilkesini esas almaya , kutuplaşmayı değil ortak aklı harekete geçirme anlayışı ile hareket etmeye mecburuz. 

               Bu sebeplerle mesleğin ve meslektaşlarının sorunlarının çok uzağında yer alan bir anlayışın kendisine  Erzincan Barosunda yer bulması artık imkansızdır.

              Ne yazık ki, avukatlığını ve özellikle genç meslektaşlarımızın içinde bulunduğu durum, mevcut yönetim kurulu başkanının anlattığı kadar toz pembe değildir.Hatta tam aksine bir çok meslektaşımız çaresizlik içindedir. 50 ye yakın meslektaşımız ağır ofis masrafların altından kalkamayacağı endişesi ile ofis dahi açmadan home ofis diye tabir edilen ve  bu mesleğin işleyiş tarzına ters bir çalışma biçimi ile meslek hayatını devam ettirmeye çalışırken her şeyi güllük gülistanlık gibi göstermek en hafif tabiri ile vicdansızlıktır.

               Her geçen gün adliyelerde yaşadığımız sorunlara bir yenisi eklenirken,  pandemi süreci sebebiyle işler her zamankinden daha yavaş ilerlerken, meslektaşlarımızın yaşadığı ekonomik sıkıntılar günbegün artarken, tüm bu hususları yok sayarak  kamuoyunun gözünü boyamaya yönelik işlerle gündemde kalmaya çalışmak mevcut yönetimin içine düştüğü çözümsüzlüğün göstergesidir.

               Mevcut Baro Başkanı; devlet memuru olmasına rağmen, baro başkanlığı makamını kullanarak görev yaptığı 4 yılı aşkın süredir memuriyetteki görevini layığıyla yerine getirmemesine rağmen her ay düzenli olarak maaşını almaya devam etmiştir. Lakin bu durum ofis açmak zorunda kalan diğer meslektaşlarımız için aynı rahatlıkta değildir.

               Baro başkanlığının asli vazifesi , göz boyamak maksadıyla türlü hediyelerle (avukatlar günü, yılbaşı gibi) özel günleri kutlamak, iş takipçiliği yapmak, baronun maddi imkanlarını kendisi için kullanmak, yaptığı usulsüzlükleri elinde bulundurduğu makam ile maskelemeye çalışmak değil, bunların çok  ötesinde mesleğin sorunlarına vakıf olmak ve  bu sorunlar için profesyonel çözümler üretebilmektir.

               Baronun iktisadi işletmesi amacıyla avukatlara hizmet sunmak için satın alınan aracı, kendisine makam arabası haline getiren, bütün özel ve şahsi gezilerini bu araçla yapan, Baronun kaynaklarını meslektaşlarının faydasına olacak işlerde kullanmak yerine kendi şahsi reklamını yapmak için heba eden, adliyeye gelmeyen, duruşmalara girmeyen bu sebeplerle avukat meslektaşlarının yaşadığı sorunlardan bihaber olan, yakın çevresine iş bağlamaya çalışan bu anlayışın yöneticilik yaptığı dönemde, baro olarak mesleki olarak bir arpa boyu yol alamadık. Hatta ve hatta geçmiş dönemlerde görev yapan bütün yönetimlerin elde ettiği ve baromuza kazandırdıkları itibar ve adliyede ki kurumsal gücümüzü de ne yazık ki yitirdik.

               Kendisiyle birlikte yönetim kuruluna seçilen meslektaşlarını ve onları seçen iradeyi yok sayarak Baroyu kendinden ibaret sayan şahsın, yönetimdeki beceriksizliği sebebiyle hem il hem de ülke genelinde büyük itibar kaybı yaşadık. Çoklu Baro meselesinde dahi mevcut baro başkanının gösterdiği ikircikli tavrın, bir gün söylediğinin ertesi gün arkasında durmamasının ve hakkın ve adaletin yanında olmak yerine kendi şahsi ikbal ve istikbalini gözetmesinin neticesinde bugün Erzincan Barosu olarak düştüğümüz durum kamuoyunun malumudur.

               Seçim çalışmalarımız esnasında meslektaşlarımızın hakkını savunmak adına verdiğimiz dilekçelerimizde sorduğumuz soruların tamamını cevapsız bırakan, yayınladığı faaliyet raporunda bir kamu kurumu niteliğindeki, Erzincan’ın en etkin olması gereken sivil toplum örgütü pozisyonundaki Erzincan Barosunun kaynaklarını ve enerjisini beyhude işlerle usulsüz bir şekilde harcadığını net bir biçimde ortaya koyan mevcut Baro başkanının bir nebze de olsa nedamet göstermesini beklerken, Erzincan kamuoyunu yanıltan ve yanlış beyanlarda bulunmasını hayretle izledik.

               Biz de bu sebeplerle; Pandemi döneminde işe ara vermek zorunda kalan genç meslektaşlarımızın yardımına koşması gerekirken, günü kurtarmak adına sadece ve sadece işin reklam boyutu ile ilgilenen, avukatların adliye içinde ve dışında yaşadığı mesleki sorunlara kulak tıkayan, maske ve kolonya dağıtarak görevini yaptığını sanan ancak gerçekte mesleğin ve sorunlarının özüne dokunur hiçbir faaliyette bulunmayan bu yönetim anlayışının son bulması, Erzincan Barosunun hak ettiği saygınlığı ve etkinliği kazanması için yola çıktık.

               Şahsım ikbal için değil, mesleğime  ve baroya hizmet için aday oldum ve meslektaşlarımız teveccüh gösterip başkanlık görevine ve hizmet etmeme layık görmeleri halinde hukuka ve vicdana uygun olarak görevi yerine getireceğimin bilinmesi dileğiyle hepinize sevgi ve saygılarımı sunarım.”

Editör: Doğu Gazetesi