Hemşerimiz hikayeci, romancı Hamdi Ülker’in iki yeni kitabı daha okuyucu ile buluştu. Bu buluşmaya en çok sevinenlerden birisi de benim. Hemen elime aldığım gün kitabın birisini okuyup bitirdim. Hem de hiç sıkılmadan, sayfalar arasında atlayarak gitmeden. Noktasına virgülüne dikkat ederek...
Hamdi Ülker’i önceki yıllarda yayınlanmış bulunan Dergah, Sarıkamış, Son Cemre, Bana aşkı Anlatır mısın?, adlı kitaplarından tanıyoruz.
Yazarın Türkiye’nin saygın edebiyat dergilerinde görmeye alıştığımız yazılarını kitap halinde görmek daha çok kişiye ulaştırılmasını sağlamak elbette ki bizim de görevimiz. Çünkü yazmak düşünceyi ölümden kurtarmaktır. Çünkü söz uçar yazı kalır. Bu anlamda yazar yarına bugünlerden izler bırakmaktadır.
Sade ve akıcı üslubu ile okuyucuyu cezbeden yeni kitaplardan ilki “Doğu Ekspresi” adını taşıyor. Yazarının imzasıyla dün aldığım kitabı hacminin de küçük olması sebebiyle bir solukta okudum.
Özellikle bizden sonraki nesillerin çok bilemediği günlere, 12 Eylül ihtilali sonrasının anlatıldığı günlere bizi taşıyan yazar hafızasında kalan ve adeta Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Han Duvarları” şiirini çağrıştıran hikaye Mercan’da bir tren istasyonunda başlıyor. İhtilalin sıkıntılarının acılarının yer yer yansıtıldığı hikayede tasvirlerle adeta o günlere gidip geliyorsunuz. 
Tilki Kitap tarafından basılan kitabın kapağında Tercan İlçemize Bağlı Mercan Kasabasındaki tren istasyonunun bir fotoğrafı yer alıyor. Fotoğraftaki istasyon tam da hikayenin de başladığı yer.
Hikaye yolculuk sırasında kondüktörden yolculara kadar herkesin kimlik ve kişiliklerinin tahlillerine kadar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Kitap aslında yazarın başından geçenleri de anlatıyor olsa da bir anı kitabından çok hikaye kitabının özelliklerini taşıyor.
Hikaye nereden geldiğimizin bir hikayesi. Nasıl günlerden bu güne geldiğimizi çok iyi bir şekilde anlatıyor. Kitap hakkında detay vermek., o kitap hakkında oluşacak merakın ortadan kalkmasına sebep olmaktadır. Bu yüzden kitap ile ilgili detay vermek istemiyorum. Çünkü bu kitapların okunmasını arzuluyorum. 
İlk kitap Doğu Ekspresinin ardından birlikte okuyucu ile buluşan Kardelen’e mektuplar da “Sessiz Dünyaların sevdası” olarak karşımıza çıkıyor. En kısa zamanda okumayı ümit ettiğim bu kitabı da okuyucularımıza tavsiye etmek bir görevdir. 
Teşekkürler Hamdi Ülker, Başarın daim olsun. Kalemin susmasın. Yüreği ile konuşanlar, dili ile konuşanları hep geçip gitmiştir. Yürekten, samimi bir anlatım, sizi cezbedecek, kitabın sayfaları arasında kendinize yer bulacaksınız.