.

Su hayattır, su kurumuş tohumları canlandıran Allah’ın sonsuz kudret deryasıdır. Su tükenirse hayat tükenir. Göklerden yerlere rahmetler inerken hayatın akışı değişir, bütün alem şenlenir. Kayaların arasından coşkuyla akarken ayrı bir ritmi vardır, Engellerimiz bir gün kuraklığın kapılarını açarak yok edecektir. 

Asrımızda çok katlı apartman dairelerine doluştuk, toprağın üzerini asfaltla, be-tonla kiremitle kapladık, güneşin yakıcı sıcakları geriye yansımaya başladı, su yatak-ları kurumaya başladı, orman yangınları arttı, koruyamadık, bilinçsizce işgaller ortaya çıktı, dağları da şehirlere kattık. Artık toprağın altı da yeterince nemlenmiyor, yoğun-laşan apartman dairelerine su yetiştirebilmek için her gün gölleri kurutacak kadar su sarfiyatı varken halen göz ardılar var, toprağın altını da kuruttuk. Zira evvel su atıkla-rımız bahçelerimizdeki su kuyularına giderdi, alttan toprağın nemi vardı. Şimdi ka-nallar vasıtasıyla nehirlere denizlere gider oldu, oraları da pis ettik, bölgesel nemlerin yerine bulutların yolunu bekler olduk, Toprağın yüzünü istila eden geniş kaplamalar yüzünden yağan yağmurlar da kanallarla ırmaklara ve denizlere gidiyor. 

İnsanlar gelecekten endişe içindeler. Çünkü bir taraftan kutuplardaki dünyayı ılıman hale getiren buz dağları eriyor, havalar, denizler ısınıyor ve iç bölgelerdeki nehirler, göller barajlar kuruyor. Öyle ki, tabanlarındaki yapılar ortaya çıkmış, araba-lar dolaşıyor. Yüz yıllardır hiç böyle kuraklık telaşı yaşanmamıştı, çünkü yağan yağ-murlar yerinde kalıyordu. 

Evvelce toprağa bolca yağmur, kar yağardı. Şimdi geriye yansıyan sıcaklar ha-vayı kurutur oldu, artık eski yağışlardan eser yok, ya birden bire sel felaketi ya da kuraklık telaşı. Köylerin de toprağını elinden aldık, bölgesel nemin alanını daralttık. Öte yandan kimyasallar, ozon tabakasını, inceltiyor zedeliyor, zehrini geri atıyor.  Zaten yollara sığmayan arabalarının egzoz dumanlarıyla havayı boğup, kurutuyor. 

Orman ve köylerin arazilerine ruhsat verdik. Neden Köylerin cazibesi şehirlere indi. Şimdi etrafımızda zarar veren asalaklarla baş edemez olduk; rahmeti yerinde tutamadık. Gençlerimiz üniversite kapılarında yığılmış, insanlar şirket kapılarında çile çekiyor. Neden köylerde değil de şehirlerde iş sahaları açıldı bu yüzden terkler başladı. Boşa giden çabalar, bozulan gençlik olmayacaktı.

Günümüzde su sıkıntısı kuraklık sıkıntıları bu kadar olumsuz hale geldiyse ne-den bütün resmi dairelerin, camilerin, iş yerlerinin, evlerin vanaları kısılmıyor. Su kifayet etmeyen büyük şehirlerde neden bölgesel su kısıntılarına gidilmiyor. Havayı kurutan araba alımlarında neden sınırlama getirilmiyor. 

Orman yangınlarını önlemek için neden damlama sistemleri getirilmiyor, böy-lece hayatın akışı değişecektir.