MUTLULUK TARLASI
Şeyda AKYÜZ
Bazı vakitlerde boğazım düğüm düğüm olur. Yutkunmak bile öyle zorlaşır ki, nefesim kesilecek sanırım. Bir kasvetin, karamsarlığın içime oturduğu anda dua etmek tek sığınağımdır. Bir şemsiye açar, kötülüklerden kendimi uzak tutmaya çalışırım. Sessiz hıçkırıklar daha çok yaklaştırır Yaradan'ıma. Puslu hava dağılır, yavaş yavaş belirginleşir herşey. Çocukluğum gibi masumdur duygularım. Kalp kırmak yoktur bu zaman silsilesinde. Kırmak kelimesi o kadar somuttur ki bardak kırmak veya tabak kırmak için kullanılır. Gördüğüm insanlar el ele tutuşmuştur. Hataları yok sayar, gece gibi kapatırlar pürüzleri. Ağaçlar, kuşlar, çiçekler hepsi sarar etrafımı. Huzur dolar yüreğime. Müzedeki nesneler gibi her anımın yaşanmış tatlı bir öyküsü vardır. Kalbim kimi vakit hızlı atar, kimi vakit oldukça yavaş... Damarlarım mutluluktan yana zengin, hücrelerime doğru yola çıkar. En iyi sebepleri götürürler bedenimin her bir köşesine. Öyle bir tarlaya dönüşür ki kalbim ucu bucağı yoktur. Sevgi eken sevgi biçer. Vakti geldi mi toplanmaya başlanır sevgiler, şefkatler. Herkes payına düşeni alır elbet.
Zaman saniyeleri, dakikaları çalıştırır durur. Onlar zamanın durmak bilmeyen işçileridir. Tek bir görevleri vardır ileriye bakmak. Ne kutsal bir görev ve de anlamlı. O, su gibi aktıkça kimileri pişmanlık duyar kimileri huzur. Tabi saniyelerde üzülür pişmanlık duyanlara. Geri dönmek ister sanki ama dönemez. Görevini layıkıyla yapmalıdır. Kendini kahretmek yerine mutlu olmayı denemelidir insan. Bir lalezarda ki çiçeklerden taç yapıp umutla saçlarına takmalıdır. Kendi iç sesini dinleyen bir çağlayan gürültüsünden başka birşey duymaz. Eğer kalbinde bir mutluluk tarlasına da yer vermişse bu çağlayan gerçekten çok işe yarar. Gerçi bu kalp öyle birşeydir ki atar 'güm güm' diye. Bütün vücudu, ruhu besler.Yaşamdan bol bol mahsul almak isteyen içten gözyaşlarıyla, çağlayanlarla sulamalıdır, tarlasını da en içten duygularını da....
Yorumlar