Erzincan için ayrı bir yere sahip olan ilçelerimizden biri de Çayırlı. Rotasını buraya çevirenler için bu yeşil kent ile ilgili  tarihi, kültürel ve daha bir çok özelliği hakkındaki bilgileri derledik.

İlçemiz adı üzerinde olduğu gibi yeşilliği ile göz kamaştırmakta. İlçenin tarihi, doğal güzellikleri, ekonomisi hakkında sizlere bilgi vermeye çalışacağız. 

ilçeler_1242x960

Çayırlı ilçesi Erzincan’a  bağlı 8 ilçeden biri. İl merkezi ile yaklaşık 114 km uzaklıkta olan bu ilçemize ulaşmak için şehir merkezinden kalkan dolmuşlarla yolculuk yapılabilmekte. Bu ilçenin nüfusu 2022 yılına göre 8.112’dir. Bu nüfus, 4.199 erkek ve 3.913 kadından oluşmakta. Yüzde olarak ise: %51,76 erkek, %48,24 kadınlar oluşturmakta.

Tarihi

İlçenin ilk yerleşime ne zaman açıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Erzincan ile birlikte zaman zaman çeşitli devletlerin egemenliğine girmiştir. Bir süre Timur' un yönetiminde kalan bölge Timur'un çekilmesi ile Akkoyunlulara ve 1473'te Otlukbeli Savaşından sonra Osmanlı Devletine geçmiştir. 1916 yılında Rusların, onların çekilmesiyle Ermenilerin elinde kalan ilçe, 20 Şubat 1918 de yeniden Anavatan' a katılmıştır. 1954 yılının Haziran Ayına kadar Mans adı ile Tercan İlçesine bağlı Bucak iken bu tarihte ilçe olmuştur. Mans adı Ermeni kökenli olduğundan değiştirilerek Çayırlı adı verilmiştir.

İlçemize bağlı Başköy, Çilhoroz, Sarıgüney ve Verimli köylerindeki 15 mezarda 20 tane kuş figürünün yer aldığı kompozisyon yer alır. Ayrıntılar verilmez, işçilikleri basittir. Bunların dokuz tanesine kuşlar ağaç üstündedir. İki örnekte karşılıklı iki kuş yer alırken diğerlerinde kuşlar tektir. Bunlardan sadece yedisinin tarihi bellidir, tarihler 1898-1960 yılları arasındandır. Orta Asya’da hazırlık kültürlerinden beri kurganlarda kuş figürleri bilinir. Mezar taşlarında ise kuş figürü bulunmasının erken örnekleri Göktürkler devrindendir. Anadolu’da 13-15. yüzyıldan 30 mezar taşında kuş figürlerine yer verilmiştir. Orta Asya’ya atıfla bunlar genellikle ölünün ruhunun sembolü olarak kabul edilmiştir. Döneminin bazı kaynaklarından Ortaçağ Türkiye’sinde de kuşların ölünün ruhu olarak kabul edilmesi anlayışının devam ettiği anlaşılmaktadır. Günümüzde bu mezarların yapıldığı köylerde, kuşların mezar taşlarına neden yapıldığı sorusuna cevap bulunamamaktadır. Ancak 19. yüzyıl Osmanlı mezar taşlarında ve günümüzde halk arasındaki sözlü gelenekte ölenler için gibi cennete gitti ifadeleri kullanılmaktadır. 16. yüzyıldan itibaren Türkiye’de şehirlerdeki mezarlarda kuş figürleri görülmez. Örneklerimiz bu geleneğin köy mezarlarında 1960’lı yıllara kadar sürdüğünü göstermektedir.
  
TARİHİ YAPILAR

Eski Cami

1690 yılında yapılan caminin, kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Duvarı restore edilmiştir. Konak 1219 tarihinde Karslı Tahir Usta tarafından yapılmıştır. Duvarları yontma taşlarla örül¬müş, tavanı ahşap oymalarla süslenmiştir.

Aygır Gölü

Keşis dağı üzerinde bulunan Aygır gölü, tabiat güzelliğinin yan ısıra, krater gölü özelliği¬ne de sahip olan piknik ve dinlenme yeridir.

Bu göl dışında Büyük Yayla gölü, Yedi göller, A.Kartallı köyü gölü bulunmaktadır.
Aygır Gölü'nün havadan eşsiz bir manzarası.

Yedi göller

Bu göl ilçemiz ve Erzincan ilimizin arasında bulunan Keşiş Dağların zirvesinde bulunur. Buraya gelen yerli ve yabancı turistlerin muhakkak uğradığı yerdir.
Gölün yanında bulunan 3500 metre yükseklikte bulunan esence tepesi ise Dağcılar için bulunmaz bir yerdir. Yedi göller bölgesine özellikle yaz mevsiminde çok muhteşem olmaktadır. Kesinlikle burayı ziyaret etmelisiniz.

aygır gölü_1280x668çayırlı_1280x960 yedigöller_1280x817 eski cami_1277x960

MEZAR TAŞLARI

 Erzincan Çayırlı Mezar Taşları

İlçe merkezine bağlı Başköy, Çilhoroz, Sarıgüney ve Verimli köylerindeki 15 mezarda, 20 tane kuş figürünün bulunduğu kompozisyonlar vardır. Bunların dokuz tanesinde, kuşlar ağaç üstündedir. İki örnekte, karşılıklı iki kuş vardır, diğerlerinde tek kuş görülür. Bunlardan 7 tanesinin tarihleri bellidir ve 1898-1960 yılları arasına tarihlenir. Mezarlarda kuş figürlerinin bulunması, Göktürklerin alışkanlığıdır. Orta Asya’ya atıfla, bu kuş figürlerinin ölülerin ruhunun sembolü olduğu kabul görür.

Erzincan Çayırlı Mezar Taşları, Evet bu ismi yazılı köylerde, kuşların mezar taşlarına neden kazındığı sorusuna cevap bulunmamaktadır. Ancak, halk arasındaki efsaneye göre, kuş figürünün bulunması, ölenin cennete gittiğinin ifadesidir. Bu ismi verilen köylerdeki mezar taşlarında kuş figürü alışkanlığı, 1960’lı yıllara kadar sürmüştür.

KONAK

1219  yılında, Karslı Tahir Usta tarafından yapılmıştır. Duvarları yontma taşlarla örülüdür, tavanı ahşap oymalarla süslenmiştir.

Coğrafi Yapısı

İlçe Erzincan ilinin Kuzeydoğusunda yer alır. Yüzölçümü 1480 Km2, Yüksekliği 1520 metredir. Doğusunda Tercan ve Aşkale ilçeleri, batısında Erzincan Merkez İlçesi, Kuzeyinde Bayburt İli ve Otlukbeli İlçesi, Güneyinden Erzincan Merkez ve Tercan İlçesi ile komşudur. Parçalı, engebeli, çıplak bir arazi yapısına sahiptir. Çevresinde Keşiş, (Esence), Sipikor ve Coşan dağları vardır. Balıklı Dorum ve Mans çayları ilçe hududunu çizen Karasu ırmağına dökülür. Çok geniş olamamakla birlikte sulu tarım yapılır. Ovalar ve geniş mer'a ve yaylaları vardır. Kışları çok soğuk ve uzun geçer, Yaz mevsimi kısadır.
 
İdari Durum

İlçe merkezi Atatürk, Barbaros ve Fatih Mahallesi olmak üzere üç mahalleden oluşmaktadır. 37 köyün bağlı olduğu Merkez bucağı ve ayrıca 17 köyü bulunan Yaylakent Bucağı olmak üzere 54 idari birimden oluşur.

İlçemiz Eskiden Mans Mahallesi adı ile tek mahalleye sahipken  1987 yılında ilçe merkezi üç mahalle bölünerek bunlardan, Atatürk Mahallesi, İlçenin içerisinden geçen Mans Çayının kuzeyi ile Cumhuriyet caddesi diye adlandırılan caddenin doğu kısmında kalan bölümdür. İlçe merkezinin 3/2 sini teşkil eder. Mahallede 1 adet banka, Pancar Bölge Şefliği, İlçe Devlet Hastanesi, İlçe Tarım Müdürlüğü, Emniyet Amirliği, İlçe Jandarma Komutanlığı ve Tarım Kredi Kooperatifi, Çayırlı Lisesi, Ziya Gökalp İlköğretim okulu, Aras Edaş İşletme Başmühendisliği ve bir adet de cami vardır. İlçemizde meydana gelen 1992 depremi sonrasında mahalleye 94 adet deprem konutu yapılmıştır.

Barbaros Mahallesi, İlçenin içerisinden geçen Mans Çayının güneyinde kalan bölümü teşkil eder. Bu mahalle eski yerleşim yeridir. Mahallede Müftülük binası ile bir adet camii vardır.
Fatih Mahallesi, İlçenin içerisinden geçen Mans çayının kuzeyi ile Cumhuriyet Caddesi diye adlandırılan caddenin batı kısmında kalan bölümdür. Mahallede Hükümet Konağı, Ziraat Bankası, Belediye Hizmet Binası, 29 Ekim İlköğretim Okulu ve Sağlık Meslek Lisesi ve bir adet de cami vardır.
 
Bağlı Köyler

İlçeye bağlı 54 adet köy bulunmaktadır. Bu köylerimizden; bir tanesi terör ve bir tanesi de ekonomik nedenlerden olmak üzere iki tanesi boşalmış durumdadır. 12 köyümüze bağlı toplam 19 adet mezramız vardır. İlçeye bağlı köylerin çoğu belli güzergahlar üzerinde derli toplu oluşu, hizmetlerin yürütülmesinde ve ulaşımında kolaylıklar sağlanmaktadır.
Elektriksiz, susuz ya da telefonsuz köy yoktur. Köylerimizin % 40'nın yolu asfalttır. Geriye kalan yollar ise stabilizedir. Toprak köy yolumuz yoktur. Köylerimizde içme suyu sıkıntısı yoktur. Köylerimizden Yaylakent Köyünde 1 Jandarma Karakolu mevcuttur.
 
Ulaştırma ve Altyapı Durumu

İlçeye bağlı bütün köylerin içme suları mevcut olup bazı köylerimizde şebeke mevcuttur. Bazı köylerimizde ise Kanalizasyon mevcut olup 2001 yılında ise 6 köyümüzde kanalizasyon yapımı çalışmalarına başlanılmıştır. İlçe merkezine içme suyu 15 Kilometre uzaklıktaki Morbet dağı eteklerinden gelmektedir. İçme suyu yeterli olup ufak çapta arızalar haricinde kesinti olmamaktadır.

İlçemize bağlı köylerin dağınık oluşuna rağmen ulaşımda bir sıkıntı yaşanmamaktadır. Kış mevsiminin ağır geçtiği ilçemizde köy yollarımız yılın 12 ayı ulaşıma açıktır. Köylerimizin aynı güzergahlar üzerinde olması nedeniyle yollarının yaklaşık %40'ı asfalt yoldur. 31 Kilometresi Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünce ve 45 Kilometresi ise Karayolları Bölge Müdürlüğünce yapılmış olan toplam 76 km. asfalt yolumuz vardır. Asfalt olan köy yollarımızda ufak tefek yamalar mevcut olmasına rağmen ulaşım rahatlıkla sağlanmaktadır.

Çayırlı’da ekonomi

Arıcılık

İlçemiz  çok çeşitli bitki türlerine sahip, geniş bir alanı ile arı yetiştiricilerine ev sahipliği yapmaktadır. Bölgede sulama ile birlikte farklı tarımsal faaliyetler de gerçekleştiriliyor. İlçemizin belli bölgelerinde hayvancılık önemli bir yer tutarken, az topraklı veya topraksız aileler için son dönemde arıcılık yeni bir geçim ve gelir kaynağı olmaya başlamıştır.

Yaylacılık

Bir tarım ülkesi olan Türkiye’nin ekonomik yapısında hayvancılık faaliyetlerinin önemli bir yeri vardır. Hayvancılık ülkemizin her bölgesinde ve yöresinde yapılmakta olmasına rağmen, bölgeden bölgeye ve hatta yöresel olarak da farklılıklar göstermektedir. Bu değişikliklerin başında yerleşik, göçebe ve günümüzde yarı göçebe hayvancılık gelmektedir.

Tarih Öncesinde Erzincan Çayırlı

Sokak köpeklerinin saldırdığı 7 koyun telef oldu Sokak köpeklerinin saldırdığı 7 koyun telef oldu

Erzincan ve çevresinde genel olarak tarih öncesi çağlara ait ciddi çalışma olmamakla birlikte doğu-batı ve kuzey-güney arasındaki yolların bölgeden geçiyor olması, tarım için sulak vadilerin, ovaların bulunması, bugün olduğu gibi geçmişte de yerleşmeler için yeterli şartlardır.

Bu yüzden bölgenin tarih öncesi döneme ait iz ve kalıntılarının zengin olması ihtimali vardır. M.Ö. 1380’lerde güçlenen Hitiler küçük kavimleri himaye altına almış M.Ö. 1200’den sonra deniz kavimlerinin bakısıyla Hititler çöker, M.Ö. 900’den sonra bölgeye Urartular hâkim olur. Asur, Kimmer ve İskitlerle yapılan savaşlarla bu devlet zayıflar. Urartular dönemine ait olarak Erzincan’ın doğu kısmında şehre 15 km. uzaklıkta bulunan iki tepecek tespit edilmiştir. Altıntepe olarak bilinen bu yerden başka yerlerde kalıntıların olması mümkündür.

M.Ö. 612’de İran kökenli bir kavim olan Metler bölgeye hâkim olurlar. Yine İran kökenli başka bir kavim olan Persler Anadolu’da etkili güç haline gelirler.
M.Ö. 334’te Helen İmparatorluğu bölgeye hâkim olur. Ardından kısa bir süre Partlar Pontuslar bölgeye hâkim olurlar.
 
  ROMALILAR DÖNEMİ(M.Ö. 60-M.S. 400)

Yolların getireceği zenginlik eski çağlarda da pek çok kavmin bölge için savaşmasına neden olmuştur. Partlar’la Roma mücadelesi başlamış daha sonra bölgeye Romalılar hâkim olmuşlardır. Nitekim ilçe çevresinde bulunan Roma yerleşim birimleri bulunan Roma paraları bu tezi doğrulamaktadır.
 M.S. 313. yıllarında İran’ a uzanan Hrisyanlığın geçmiş noktası Erzincan yöresi olacaktır. Bu dönemde Hıristiyanlık dininin bölgedeki dini otoritelerinin ermeni olması sebebi ile diğer kavimlerde ermeni kültürü içerisinde erimeye başlar.
 
  BİZANS-SASANİ-ERMENİ TESİRİ (395-640)

Roma Devletinin ikiye bölünmesinden sonra Rumeli Anadolu Suriye Mısır ve Kuzey Afrika’da Bizans devleti hâkimiyet sürer. Erzincan ve yöresi İranla Bizans arasındaki sınır bölgesidir bu yüzdende Hıristiyanlık ve Zerdüştlük dinlerinin çatışma bölgesidir. VII. Yy. sonra Arap istilalarının başlamasıyla bölge iyice hareketlenecektir. Bizans döneminde Ermenilerin Hrisyanlığın farklı mezhebinden olmalarından dolayı baskı altına alınırlar. Yine bu devre ait olarak tespit ettiğimiz bilgilere göre VI. Yy.’da ticaret hayatı canlanan Bizans şehirlerinde tuğla ve taştan sulama kanalları vb. gibi yapılmaya başlanmıştır ki Çayırlı İlçe merkezinde ve Başköyde bu tür kanalların phönklerin ev kazıları sırasında ortaya çıktığı görülmüştür. Yine ilçeye bağlı Balıklı Bozağa gibi köylerde tespit ettiğimiz mağaraların gizlenme veya depo olarak Ermeniler tarafından kullanıldığı tahmin edilmektedir.
 
  İSLAM ORDULARININ GELİŞİ (640-1054)

Hz. Ömer v Hz. Osman dönemlerinde İslam orduları Anadolu’ya yönelmişlerdir. Bu dönemde Bizansın Ermenilere ve diğer mezheplerdeki Hıristiyanlara uyguladığı baskının neticesi olarak Arapların Bizansa karşı tercih edilmesi söz konusu olmuştur.

Emevi hilafeti döneminde ise Bizans tekrar bölgeyi hâkimiyet altına almış fakat bölge halkı kendilerine karşı hoş görülü olan Müslüman idaresini her zaman tercih etmişlerdir. Bölgede daha sonra kendini gösteren güç Büyük Selçuklu Türkleridir. Bu akınlar karşısında bir şey yapamayacağını anlayan Bizans, Yerli Rum halkı batıya göç ettiler. Bizansın bu güç politikasına rağmen Ermenilerin çok az bir kısmı göç etmiş. Bunların çoğu Klikya Adana ve çevresi bölgesine yerleşmiş akınlar sonrası dönemde bir çoğu tekrar dönmüştür.
 
  İLKÇAĞLARDA YOLLAR BÖLGELER ŞEHİRLER

Yapılan araştırmalar sonucunda bölgenin oldukça işlek yollar üstünde bir bölge olduğu görülür kimi araştırmacılara göre ilk çağlarda var olan bu yollar İpek Yolu’nun bir devamı kimi araştırmacılara göre de bölge içerisinde Doğu Anadolu Yolları diye de ifade edebilecek ticaret ve yerleşim sebebiyle oldukça işlek yolardır.
 Biz bu yolları Çayırlı-Mans bölgesi için değerlendirecek olursak ilçe merkezini içine alan ekonomik etki alanına soktuğu anlaşılıyor. Zaman zaman yerli halkın rast geldiği “yol işaret taşları” bu görüşü doğrular niteliktedir.
 Erzincan, Trabzon, Erzurum, Bingöl arasında uzanan bu yollardan ilçemizi etkileyen başlıca yolların geçtiği bölgeler Erzincan, Vican-Yollarüstü Abrenk Şirinli diğer yol Erzincan Başköy Çayırlı-Mans,  Pekeriç-Çadırkaya  Erzurum  veya Başköy ,  Tivnik , Tercan, Erzurum, Çayırlı,  Gelengeç, Trabzon,  Bayburt olarak verilebilir.
  
  TÜRKLER ANADOLUDA (1015)

Erzincan bölgesi Müslüman Türklerin 11 yy.dan sonra Anadolu’ya geçtikleri ve yerleştikleri ilk bölgelerdendir. Türkler Anadolu’ya girerken bizim bölgemizi etkileyecek olan şu yollardan da geçmişlerdir. Aras Vadisi, Pasinler, Karasu Yatağı, Şokun Boğazı Miyadin- Saygılı düzlüğü ikinci olarak ta güneye yönelip kükürtlü boğazından Tercan’a yönelmişlerdir.
11’nci yy. dan sonra Büyük Selçukluların Anadolu’ya yaptıkları akınlar Bizansı sarsmaktadır. Bu yüzyıllardan önce M.S. 4. Yy.’da Avarlar ve Arap ordularında bir kısım Türkün Anadolu’ya girdiği biliniyor fakat Anadolu’nun Türkleşme ve İslamlaşma süreci Büyük Selçuklu Devleti ile başlayacaktır.

1015–1018–1021 yıllarında keşif amaçlı akınlar ardından Orta Asya2dan sürekli gelen Türk boylarını Anadolu’ya sevk ederek yerleşme amaçlı akınlara başlanacak 1048 yılında Bizans’la yapılan Pasinler savaşıyla bu yayılma hızlanacaktır.
Bizansın dini tahakkümünden bıkan yerli halkın Türklere tavrı yerel idarecilere dokunmayan Türkler bu politikaları sayesinde yerli halk tarafından desteklenmiş Erzincan ve yöresi akınların merkez üssü olmuştur.
 Batı Anadolu’ya sızan bu akınlar karşısında büyük bir ordu toplanmış 1071 yılında yapılan Malazgirt Savaşıyla birlikte Bizans batıya çekilmeye korunabileceği kalelere yerleşmeye başlar ki bu Bizansın daha uzun süre Türklerin önüne çıkamayacağı anlamına gelmektedir.

Büyük Selçuklu Devletinin zayıflaması ile birlikte Anadolu’da Malazgirt Savaşında bulunmuş olan beyliklerin bağımsız beylikler haline geldiği görülür bizim bölgemizde Mengücek ve Saltuklu Beylikleri hâkim olmuştur ki Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sürecinde bu beyliklerin fonksiyonu büyüktür.
 
 MENGÜCEKLER (1071–1228)

Malazgirt Savaş’ından sora Anadoluda kurulmuş olan beyliklerden olup, Erzincan, Kemah, Divriği bölgesine hakim olmuşlardır. Bizans’a karşı yapılan savaşlara bu beylikte destek vermiştir. Zaman içeriside eski Türk adetleri gereği kardeşle arsında beyliğin paylaşılması ile zayıflamaya başlar. Gürcülere Bizanslılara karşı yaptıkları mücadelelerle bölgenin Türk ve Müslüman kalmasını sağlamışlardır. Bu beyliğin bölgenin Türkleşmesi ve İslamlaşmasına kültürel yöndende büyük tesiri olmuştur. Mevlana Celaleddini Rumi’nin babası Mevlana Bahaeddin Veled’in Erzincana gelişinde ona yapılan medrese ile şehirde Mevlevilik yayılır 1228 yılılnda bölge Anadolu Selçuluların eline geçer.
 
 SALTUKLULAR(1071-1202)

Erzincan, Erzincan’ın güneydoğusu Tercan bölgesinde Mengüceklerden başka Saltuklular da hâkim olmuştur. Beylik Gürcülere karşı başarılı seferler yaparak bölgenin Türk kalmasını sağlamıştır. Merkezi Erzurum olan beylik içerisinde işlek bir yol üzerinde bulunan Mama Hatun Tercan kültürel yönden de canlı bir merkez haline gelmiştir. Bölge hakkında Makro Polo Klaviyo gibi Avrupalı seyyahların bilgi vermekte olduğu eserler mevcuttur.

Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin Süleyman Şah Gürcü seferi sırasında bölgeyi hâkimiyeti altına alır. Bu dönemde doğuda bir tehlike belirmiştir. Moğol istilacıları bölge halkının direniş göstermemesi üzerine bölgede kıyım yapılmamış fakat Moğol istilası sonrasında Moğolların yerel idarecileri sık sık değiştirmeleri Moğol askerlerinin çapul hareketleri sonucunda bölgede kargaşa ve belirsizlik vardır. Bu dönemde Erzincan ve havalinde Ermenilerin dini bir bayram yapma hazırlığında olduklarından kaynaklar haber veriyor ki bölgede hala büyük bir Ermeni kitlesini var olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Yer yer idarecilerine karşı isyan hareketlerinde de bulunmuşlardır. Moğol istilası’nın tüm Anodolu için olumlu tarafı Orta Asya’dan göçmek zorunda kalan Türkmenlerle Anadolu’nun nüfusunun artması olmuştur.
Moğol İstilası döneminde 1317-1325 yılları arasında Timurtaş, 1343’te Eretnalılar, 1348-1410 yılları arasına Erzincan Emirliği2nin bölgeye hakim olduğu görülür.
 
 ERZİNCAN EMİRLİĞİ(1348-1410)

Erzincan Emirliğinin sınırları Erzincan, Kemah, Tercan, Darende arasındaki bölge olup Erzurum’da bu dönemde beyliğin sınırları içerisinde yer almıştır. 1397’ de Moğol Hükümdarı Timur’un bölgeye gelişi sırasında Erzincan Emiri Mutahharten, Timur’a bağlılığını sunmuş, 1400’de Mutahharten’in Moğollar’la beraber Sivas Kuşatmasına katılması üzerine 1401’de Osmanlı Sultanı Yıldırm Beyazid Emirliğin topraklarını ele geçirir. Bu durum ise Yıldırımla Timur’un arasının açılmasına neden olacaktır. İki devlet arasında 1402 yılında yapılan Ankara Savaşında Osmanlının ele geçirmiş olduğu beyliklerin askerlerinin Timur’dan yana geçmeleri üzerine savaş Osmanlı aleyhine gelişir. Bu dönemde bir kısım halkın Timur’a giderek beyin Ermenileri ticari konularda kendilerine göre daha fazla koruduğu şeklinde şikayette bulunmaları Ermenilere her hangi bir baskının olmadığı konusunda güzel bir örnektir.
 
 KARAKOYUNLU VE AKKOYUNLULAR (1402-1502)

Karakoyunlu ve Akkoyunlu Devletleri Ankara Savaşı’ndan sonra bölgeye yayılmaya başlamışlar Akkoyunlu Devleti hâkimiyeti ele geçirmiş, daha sonra Ön Asya hâkimiyeti için Osmanlı ile hâkimiyet yarışına girmiştir.
 
 OTLUKBELİ MUHAREBESİ (1473)

Akkoyunlu Sultanı Uzun Hasan, Trabzon Rum Devleti, Venedik Devleti, Karamanoğlu Beyliği ile Osmanlı’ya karşı ittifak girişiminde bulunmuş bunu haber alan Fatih, sahilden Amasra, Kastamonu, Sinop içerisinden Sivas yoluyla Trabzon’u ele geçirir. Normal yoldan farklı olarak Erzincan ovasına gelmeden önce Kelkit Vadisi’nin güney yakasından Çimen ve Keşiş Dağlarıyla Pulur dağları arasındaki vadi ve yamaçlardan Tercan mıntıkasına gelinmiştir. Osmanlı kuvvetleri Çayırlı, Saygılı ve Çadırkaya arasındaki düzlüklere tahkimat edip düzen aldığı sırada Uzun Hasan’da Kırdım Dağı ve deresinin kuzeyindeki Kargın Düzlüğüne gelmiştir.

Topun, zırhlı askerlerin yardımıyla Osmanlı ordusu bölgeye hâkim olur. Bu savaştan sonra Osmanlı bölgeye hâkim olmaya başlar. Akkoyunlu ve Karakoyunlu’ların bölgedeki en önemli tesiri Türkmenlerin yerleşmesiyle bölgedeki Türkleşmenin hızlanmasıdır. Kemah, Tercan, Erzurum, Bayburt bölgesine hâkim olan Akkoyunlular bölgede Türk devlet anlayışının yerleşmesinde de önemli rol oynamışlardır. Gerek devlet olarak ticaretin desteklenmesi gerekse Türk halkının yerli yabancı tacirlere karşı misafirperver davranmaları bölgenin geçmişten itibaren getirdiği ticaret fonksiyonunu  devam ettirmesini sağlamıştır. İlk çağdan itibaren meydana gelen depremlere rağmen bölgede büyük bir nüfusun yaşamasında ticaretin şüphesiz büyük bir rolü olmuştur. Akkoyunlular’ın göçebe bir kitleye dayanmasından dolayı at ve koyun yetiştiriciliği baş sırayı alıyordu. Karakoyunluların yetiştirdiği cins atlar XV. Yy.’da Uzak Doğuda dahi biliniyordu.

Tahrir defterlerinden anlaşıldığına göre bölgede tekke, zaviye, dergah gibi kurumlar vardır. Bunların fonksiyonu din, ilim, edebiyat, müzik gibi kültür etkinliklerini yapmaktadır ki ortak yerleşik bir kültürün doğmasında bunların etkisi büyük olmuştur.
   
 SAFEVİLER (1502–1514)

İran’ın kuzeyinde ortaya çıkmış olan bu devlet Akkoyunlu ve Osmanlı ülkesine göç etmiş olan İslamiyet’i henüz tanımakta olan Sünni göçebe Türkmen kitlesiyle büyümüş Şii ideolojisi Omsalı Devlet politikasına alternatif görünmek amacıyla kullanmışlardır. Devletin topraklarını elinden aldığı tımarlı sipahiler, devlet tarafından vergi vermeye, yerleşik hayata geçirilmeye çalışan göçebeler kendilerine büyük vaadlerde bulunan İran Şahına yönelirler. Otlukbeli savaşından sonra bölgede asayiş bozulmuş, idarecilerin gevşek tutumu sebebiyle mezhep çatışmaları bölgede büyümüş Safeviler’in aradığı uygun siyasi ortam doğmuştur.

1500’li yıllarda Anadolu’ya gelen Şah İsmail ilk önceleri bu maksatlarını gizli tutarak şeyh görüntüsü vermiş, Erzincan’a gelişine II. Beyazid ses çıkartmamış, Anadolu’dan akın akın ziyaretler olmuş. Olayları yakından takip eden Trabzon valisi şehzade Selim Yavuz bölgede Osmanlı otoritesini güçlendirmek için yaptığı faaliyetlere II. Bayezid engel olmuş bu dönemde Safevi devleti bölgede güçlenmiştir. Çaldıran Savaşı ile 1514’ten sonra Osmanlıların bölgedeki hâkimiyeti artar.
Safevi devleti bölgede ayrımcılığın temelini atmıştır.1500’lü yıllara kadar bölgede kardeşane yaşayan topluluklar arasına fitne bu dönemde atılmıştır. Yaşayış, iman yönünden farkı olmayan topluluklar, yaşanan huzursuzlular sebebiyle ya İran’a gitmiş veya yüksek dağ köylerine gitmiş bu durum kaynaşmakta olan halkların farklılaşmasına tepki olarak farklı ibadet ve akidelere girmesine neden olmuştur. Hülasa ekonomik alanda çıkan sorun devletlerarası inanç konusunun malzeme yapılması sebebiyle ayrım büyümüştür.
 
OSMANLI HÂKİMİYETİNDE ÇAYIRLI VE ÇEVRESİ

Çaldıran'dan sonra Çayırlı ve çevresiyle ilgili bilgilere tahrir defterlerinde rastlanmakladır. 1516 tahrirlerinde Erzincan Vilayeti, Kemah Sancağı, Tercan Nahiyesi -Çayırlı ve Aşağı Tercan olarak -ikiye ayrılmıştır.
1540-50'de Bayburt'a bağlı olan Çayırlı 1550 de Erzurum'a bağlanmıştır.

Erzurum'da bulunan Cafer Efendi Camii'nin kitabesinde Pülk Köyü'nde bir neft kuyusunun vakfiyesinden bahsedilmesi bölgede petrol türevi bir maddenin bulunması ihtimalini hatırlatmakladır. Çayırlı İlçe merkezinde, Balıklı Çaykent'te beziryağı üretiminin olduğu bu yüzden buraların çevre köyle¬re göre daha fazla canlı olması söz konusudur.
XVI. yy.'dan sonra hızlanan Osmanlı Iran Savaşları'nın bölgede ekonomik durumu sarsacağı şüphe götürmez bir durumdur. Çayırlı Bölgesi Osmanlı Ordusu'nun geçit bölgesidir.
Ordunun beslenmesi, ülkede genel olarak ekonomik bozulma, Umar sisteminin ihmali ile Celali İsyanı ismiyle bilinen isyanlar bölgede de çıkmıştır, isyanları bastırıp İran'a sefer düzenleyen IV. Murat bölgeye bazı sivil yapılar kazandırmıştır
 
 RUS YAYILMACILIĞI VE KIŞKIRTMA POLİTİKALARI

18. yy.‘dan sonra İran’ın ve Rusya’nın bölgedeki talepleri artmıştır. 19. yy.’da Erzurum’u işgale başlamışlar, Bayburt ve Gümüşhane işgal edilmiş, 1804 anlaşmasıyla Ruslar geri çekilmişler Rus istilası döneminde büyük bir Ermeni kitlesi Rusya’ya göçmüş ve oranın tabiiyetine geçmiştir. 1877–78 Rus savaşında Erzincan işgale uğramasa da savaşın menfi yönünden etkilenmiştir.

Genel olarak buraya kadar anlatılan kısımlarda olduğu gibi Ermeniler bölgede büyük bir nüfus olmakla birlikte tarihin hiçbir döneminde siyasi varlık göstermemişler, ekseriyeti ticaretle uğraştığı için yerel yöneticilerden her zaman iltifat görmüşler, hatta Müslümanlardan bazı konularda farklı haklara sahip olmuşlardır. 1717’de bir rahip tarafından başlatılan isyan Rusların destek vermesiyle büyümüş Ermeni milliyetçiliği canlandırılmıştır. Rusların genel hedefi ise Doğu Anadolu da kendine bağlı bir devlet kurulmasını sağlayarak Akdeniz’de hâkimiyet kurmaktır. Tanzimatla birlikte kendilerine tanınan haklara binaen Ermenilere tanın imkânlar isyan hareketlerine uygun bir ortam doğurmuş 1890’da kurulan Ermeni Komiteleri isyana taraftar toplamaya Müslüman köylerine baskınlar yaparak kan dökmeye başlamışlardır.
Çayırlı ve çevresinde köylere de ve yollarda pek çok katliam ve soygun olmakla birlikte en bariz olanı Çayırlı’da toplanan öşürün çalınması ve dört müslümanın yaralanması olayıdır.

Rus ve İngilizlerin desteklediği Ermeniler hızlı bir şekilde örgütlenmişlerdir. Çilligöl’de çoluk çocuk demeden yapılan katliam Ermenilerin gerçek yüzlerini göstermektedir. II. Abdülhamit döneminde olaylar kısmen yatıştırılır.
1864 Nizamnamesi’nde Erzincan, Tercan, Kemah havalisi Vilayeti Merkez Sancağı olan Erzurum’a bağlanmıştır.1867 Nizamnamesi’nde Erzincan ayrılmış, Başköy Erzincan’a bağlı kalmış, Çayırlı Tercan’a, Tercan Erzurum’a bağlı kalmıştır. I. Dünya Savaşın’da Erzincan Ordu Müfettişlerinin merkezidir. I. Dünya Savaşı başlarında Ermen hareketleri yeniden başlamış, Müslüman ve Hıristiyan tebaa arasında sürtüşmelerin olmaması amacıyla 1915’te Ermeniler Suriye’ye göç politikası uygulamıştır.
Milli Mücadele yıllarında tüm ülkede olduğu gibi Erzincan ve havalisinden milli mücadeleye destek verilir.
 
 CUMHURİYET DÖNEMİ ÇAYIRLI

Cumhuriyetin ilanından 1936’ya kadar Tercan’a bağlı olan Çayırlı vilayet olarak Erzurum’a bağlıdır. Çayırlı 1954 Haziranında ilçe olmuş. Başköy, Karakulak nahiye yapılmıştır. Bu nahiyelerden başka 62 tane köyde Çayırlıya bağlıdır.
Kendine has özellikleriyle meşhur ilçelerimizden olan Çayırlı, Doğu Anadolu’ya yolu düşen herkesin görmesi gereken şirin bir yer.
 

Editör: Merve Kiraz