Antik Mısır’ın simgesel dili olan hiyeroglifler, yazıdan önceki sanat geleneklerinden doğdu. Bazı araştırmacılar hiyerogliflerin Mezopotamya’dan ithal edildiğini öne sürse de, yaygın görüş Mısırlıların bu yazı sistemini bağımsız olarak geliştirdiği yönünde. MÖ 4000'li yıllardan kalan Gerze çanak çömleklerindeki semboller, hiyerogliflerin ilk ipuçlarını taşıyor.

Hiyeroglif sistemi, Eski, Orta ve Yeni Krallık dönemlerinde yaklaşık 800 sembolden oluşuyordu. Ancak Greko-Romen dönemine gelindiğinde bu sayı 5.000’i aştı. Firavunların isimlerinin yazıldığı "kartuş"tan önce, hanedanlık öncesi dönemde "serekh" adı verilen semboller kullanılıyordu. Serekh, saray cephesi ve tanrı Horus’un birleşimini simgelerdi. Örneğin, Narmer’in sembolü keski tutan bir yayın balığıyken, Djet’in sembolü ise bir yılandı.

Hiyeroglifler figüratifti; canlıları, eşyaları veya sesleri temsil ederdi. Aynı sembol farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilirdi. Kelimeleri güçlendirmek için kullanılan anlam tamamlayıcı figürler, yaşlı bir adamı betimlemek için bastonlu bir figür gibi detaylarla yazıya görsel bir zenginlik katardı.

Yazı soldan sağa, sağdan sola ya da yukarıdan aşağı yazılabiliyordu. Okuma yönü, sembollerdeki figürlerin bakış yönüne göre belirlenirdi. Hiyeroglif yazısı çok karmaşık olduğu için yalnızca eğitimli yazıcılar tarafından kullanılabiliyordu ve zamanla bir sanat formuna dönüştü.

Mısırlılar, farklı amaçlarla üç başka yazı sistemi daha geliştirdi:

  1. Hieratik: Hiyerogliflerin el yazısı versiyonuydu. M.S. 300'e kadar rahipler ve katipler tarafından kullanıldı.

  2. Demotik: Daha sade bir halk yazısıydı ve günlük kullanımda tercih edildi.

  3. Koptik: Yunan alfabesine 6 harf eklenerek oluşturuldu ve günümüzde hâlâ Kıpti Kilisesi’nde kullanılıyor.

Hiyeroglif yazısı MS 391’de pagan tapınakların kapatılmasıyla birlikte unutuldu. Ancak 1799’da bulunan Rosetta Taşı, bu gizemli dili çözmenin anahtarı oldu. Taş üzerinde aynı metin Demotik, Hieratik ve Antik Yunanca olarak yer alıyordu. Yunanca bilen bilim insanları, diğer iki yazıyı çözerek hiyerogliflerin anlamını gün yüzüne çıkardı.

Antik Mısır’ın bu büyüleyici yazı sistemi, yalnızca bir iletişim aracı değil; aynı zamanda tanrılarla insanlar arasında bir köprü ve zamanın ötesinden gelen bir sanat eseriydi.

Muhabir: Merve Kiraz