Türk kültürünün önemli parçalarından olan ve Türklerin stratejik zekalarını geliştirmelerini sağlayan sadece bir eğlence amacı değil gelişim amacı da taşıyan bu oyunların Saka, Hun, Göktürk ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde de oynandığı biliniyor. Dokuz Kumalak ve Mangala oyunlarının kökenleri Orta Asya Türk halklarına dayandırmakta.
DOKUZ KUMALAK ve MANGALA NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Mangala, tarihsel olarak Kazakistan ve çevresinde M.Ö. 3000 yılına kadar uzandığı düşünülen bir geçmişe sahip. Ayrıca Mısır'dan Göbeklitepe’ye kadar farklı kültürlerde benzer oyun tahtaları ve taşları bulunmuştur. Bu oyun, taşları belirli kuyularda taşıyarak rakibin bölgesini ele geçirmeyi amaçlar. Kazakistan’da oynanan Dokuz Kumalak, bu oyun türünün bir başka versiyonudur ve Türk halkları arasında hala popülerliğini korumaktadır. Türkiye’de ise 2007’de Serdar Asaf Ceyhan tarafından modernize edilerek Mangala adı altında yeniden kültürel mirasımıza kazandırılmıştır.
MANGALA OYUNUNUN KURALLARI ve DİĞER OYUNLARDAN FARKLARI
Mangala, dört temel kural etrafında döner. Oyuncular, taşları kendi bölgesinde stratejik olarak yerleştirerek, rakiplerinin taşlarını almaya çalışır. Bu oyun, aynı zamanda zihinsel becerileri ve strateji geliştirme yeteneğini test eder. Oyun tahtasında 48 taş kullanılır ve bir oyuncu, 24 taşını ele geçirdiğinde seti kazanmış olur. Oyun, toplamda 5 set üzerinden oynanır.
Fakat, Mangala oyununu diğer kuyulu oyunlardan ayıran en önemli özellik, taşların sayısı, kuyu düzeni ve oyun kurallarıdır. Örneğin, Anadolu'nun farklı köylerinde oynanan Meneli Taş, Hane gibi oyunlar, Mangala'ya benzer olmakla birlikte, taş sayısı ve kural açısından farklılık gösterir. Mangala, bu yönden en özgün kuyu esaslı zeka oyunudur.
DÜNYADA ve TÜRKİYE'DE MANGALAYA BENZER OYUNLAR
Dünyada da Mangala'ya benzer oyunlar oynanmaktadır. Kazakistan'da Dokuz Kumalak, Kırgızistan'da Togiz Korgool, Endonezya'da Congkak ve Batı Afrika'da Wari gibi oyunlar, Mangala'nın çeşitli versiyonlarıdır. Her biri, kuyu esaslı taş yerleştirme temalı olup, strateji oluşturma ve zekâ kullanma açısından benzerlikler taşımaktadır.
GÖBEKLİTEPEDE'DE MANGALA İZLERİ BULUNDU
Göbeklitepe kazılarında ortaya çıkan tapınak sütunlarında bulunan 7 kuyulu ve 9 kuyulu oyuğun, tarihsel olarak bu tür kuyu esaslı oyunların en eski izlerini taşıdığı belirtilmektedir. Bu bulgular, mangala benzeri oyunların tarihsel geçmişini ışık tutmakta ve Türk kültürünün erken dönemlerinde de zeka oyunlarının var olduğuna dair önemli bir kanıt sunmaktadır.
MANGALA'NIN FAYDALARI
Mangala oynamak, yalnızca bir eğlence aracı değil, aynı zamanda kişisel gelişim için faydalı bir araçtır. Oyunun bazı avantajları şunlardır:
- Dikkat ve odaklanma: Mangala, oyuncuların tüm dikkatlerini oyunun gidişatına vermelerini sağlar.
- Strateji geliştirme: Her hamle önceden düşünülerek yapılmalıdır.
- Zihinsel becerilerin gelişimi: Oyuncular, taşları ve hamleleri zihinsel olarak planlayarak analitik düşünme becerilerini geliştirir.
- Sosyal etkileşim: Mangala, sosyal bağları güçlendirir ve insanları bir araya getirir.
Mangala ve Dokuz Kumalak, Türk halklarının tarihsel hafızasında önemli bir yer tutmaktadır. Hem geçmişi hem de bugünümüzü birbirine bağlayan bu oyunlar, kültürel bir miras olarak hayatımıza devam etmektedir. Modern dünyanın hızla dijitalleşen oyunlarına karşı, bu geleneksel oyunlar zihinsel becerilerimizi güçlendirirken, geçmişle de bağlantı kurmamıza olanak sağlar. Bu oyunlar, hem bireysel hem de toplumsal gelişim açısından önemli bir araçtır.