Bazı kişilerin, organ naklini dinî açıdan sorgulamaları da kaçınılmazdır. Bu yılki Organ Bağışı Haftası'nda, organ bağışının İslam dini açısından nasıl değerlendirildiği ve hangi şartlar altında caiz olduğu konuları gündemde. Kur'an ve hadislerde organ bağışıyla ilgili doğrudan bir hüküm bulunmamakla birlikte, İslam hukukçuları bu meseleye dair genel ilkeler ve benzer olaylar üzerinden bir hüküm çıkarmışlardır.

Organ ve Doku Nakli: İslam Hukukunda Nasıl Değerlendiriliyor?

Kur'an-ı Kerîm ve hadislerde organ ve doku nakliyle ilgili doğrudan bir hüküm yer almasa da, dinimizin genel kaideleri, yeni ortaya çıkan meseleler için yol gösterici olmaktadır. İslam âlimleri, geçmişte karşılaşılan benzer olaylar üzerinden organ nakliyle ilgili çözüm aramışlardır. Bu tür meselelerde, İslam hukukunun temel ilkelerinden biri olan "zaruret" kaidesi de devreye girmektedir.

MİT'ten kritik operasyon: PKK/YPG Sorumlusu Yaşar Çekik etkisiz hale getirildi MİT'ten kritik operasyon: PKK/YPG Sorumlusu Yaşar Çekik etkisiz hale getirildi

Zaruret Durumunda Organ Bağışı Caiz Olabilir

İslam’da, insan vücudu saygıdeğer ve korunması gereken bir varlık olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, herhangi bir zaruret durumunda, hayatı korumak ve hayati organları iyileştirmek için bazı kuralların esnetilebileceği kabul edilmiştir. Örneğin, bir çocuğun hayatta kalabilmesi için ölü annenin karnının yarılması veya kırık kemiklerin tedavi edilmesi için başka kemiklerin nakli, İslam hukukunda caiz kabul edilmiştir.

Günümüzde, organ nakli ve doku transferi de tıbbî zaruret olarak değerlendirilmektedir. İslam âlimleri, hayatı kurtarmak için başka bir tedavi yolu bulunmayan hastalar için organ naklini belirli şartlar altında caiz kabul etmektedirler. Bu konuda da "Her kim bir hayatı kurtarırsa, bütün insanları kurtarmış gibi olur." (el-Mâide, 5/32) ayeti, organ bağışının İslam’da nasıl ele alınması gerektiğine ışık tutmaktadır.

İslam’a Göre Organ Bağışı Şartları

Organ naklinin caiz olabilmesi için belirli şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. İslam İşbirliği Teşkilatına bağlı uluslararası fetva kurumu, organ bağışının caiz olabileceği durumları şu şekilde sıralamaktadır:

Zaruret Halinin Bulunması: Hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için başka bir tedavi seçeneği kalmadığının uzman doktorlar tarafından tespit edilmesi gereklidir.

Tedaviye Yönelik Güvenilirlik: Organ veya doku naklinin, hastalığın tedavisinde başarılı olacağına dair güvenilir bir kanaatin oluşması gereklidir.

Ölü Kişiden Organ Alınması: Organ alınacak kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması ve alınan organın, alıcı kişide hayati bir fonksiyonu devre dışı bırakmaması gerekir. Eğer organ canlı bir kişiden alınacaksa, bu kişinin hayati bir fonksiyonu kaybetmemesi esastır.

Bağışın Onayı: Organ bağışının yapılacağı kişi, sağlığında bu işlemi kabul etmiş olmalı ya da yakınları, kişinin iradesi doğrultusunda onay vermelidir.

Ücret Alınmaması: Organ veya doku bağışının karşılığında hiçbir şekilde ücret talep edilmemelidir.

Alıcı Onayı: Organ nakli yapılacak hastanın, bu tedaviye onay vermesi gerekmektedir.

Devlet Kontrolü: Organ ve doku nakli işlemi, devlet denetimi altında yapılmalıdır.

Sonuç Olarak: Organ Bağışı İslam’da Caizdir

İslam’da organ bağışı, belirli şartlar altında caiz olarak kabul edilmektedir. Zaruret halinin bulunması, organ alımının etik kurallara uygun yapılması ve kişilerin rızalarının alınması gibi şartlarla organ nakli İslam’a uygun bir tedavi yöntemi olarak kabul edilebilir. Organ bağışı, insanların hayatlarını kurtarmaya yönelik bir eylem olarak değerlendirildiği için, İslam’da da hayır ve sevap anlamına gelir.

Bu nedenle, Organ Bağışı Haftası'nda bu konunun daha fazla tartışılması, organ bağışının önemine dikkat çekilmesi büyük bir anlam taşımaktadır.

Editör: Yasemin Dülgeroglu