SEÇMEN NE DER?

Türkiye’nin çok partili sisteme geçmesi ile birlikte, o dönem Demokrat Partinin Milletvekili adayları Ankara’dan ayrılarak diğer illere ve kasabalara, köylere kadar ulaşıp, çamurlu sokakları adımlayarak, kahvehaneye uğrayıp halkla çay yudumlayarak, tencerelerindeki pilava kaşık sallayarak toplumun tahayyülüne ve isteklerine karşılık verdiler ve iktidar oldular.

Nihayetinde çok sancılı süreçlerden geçen Türkiye 2002 Kasım’ında Ak Parti’yi tek başına iktidar yaparak demokrasi arayışında, devlet yerine toplum vurgusunu ön planda tutan bir avuç azınlığın değil, umumun huzur ve refahının ön planda tutulması gerekliliği üzerine siyasetlerini inşa eden anlayışa, “soframa hoş geldin” diyerek her seçimde teveccüh gösterip, 2018 Türkiye’sine taşıdı.

Geçmişte bir çok siyasi liderin gelişen ve değişen dünya karşısında yeni model arayışlarına Türkiye’nin da dahil olması gerektiğini merhum Erbakan, Özal ve Demirel hep söyledi durdular ancak bir türlü gerçekleştiremediler. Bürokratik Oligarşinin bu söylemler karşısında adeta duvar örmesi, Anayasa Değişikliğini, Yargıda ve Bürokraside yapılması elzem olan bir takım yapısal reformları hep geciktirdi.

Bu gecikmelere sebebiyet veren, toplumsal dinamikleri göz ardı eden, kendi ürettikleri siyaset içinde adeta gettolaşarak kendi gettolarının dışındaki siyaseti ve ona sahip çıkan seçmeni çobanın oyu olarak gören siyasi anlayışlara toplum iktidar vizesi vermedi.

2002’den itibaren 2023-2053 ve 2073 lü yıllara projeksiyon tutan ve siyaset üreten Ak Parti nihayet Statükoları yıkarak halk desteğini de arkasına alıp Devleti Yönetme biçimindeki değişikliği gerçekleştirdi. M.H. P nin buradaki siyasi kararlılığını ve duruşunu, Sayın Devlet Bahçeli’nin verdiği desteği ve siyasetteki öngörüsünü taktir etmek gerekir.

2002 den 2018’e kadar Ak Partiyi İktidarda tutan seçmen 24 Haziran 2018 Pazar günü yapılacak Parlamenter Sistemin dışındaki Yeni Sisteme, sandıkta nasıl karşılık verecek bu merak konusu…

Seçmen Cumhurbaşkanlığı seçimi ile Milletvekilliği seçimi arasında oy tercihinde Ak Partiye rezerv koyar mı? Cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan gibi bir Lidere vefasızlık yapmaz ve Cumhur ittifakı ile birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimini ilk turda tartışmasız alır.

Milletvekilliği seçiminde ise, Ak Parti’nin aday belirleme süreçleri ve Seçim Manifestosu belirleyici olur.

Zira Sayın Cumhurbaşkanı’nın da muzdarip olduğu meselelere neşter atması ve toplumun tüm katmanlarının hissiyatına tercüman olacak söylemleri içeren bir paketi topluma sunması seçmenin oyunu belirlemesinde en büyük etkendir.

Aksi durumda, Ak Parti’ye rezerv koymak isteyen seçmenin ikinci ve tek adresi, M.H.P olur.

Halkın beklentilerine cevap verecek her icraat, her söylem belirleyici olacaktır.

Her şeyden önce, Seçim kampanyalarının başlaması ile birlikte toplumun kahır ekseriyetinin beklentisi, sosyal refahı sağlayacak bir ekonomik iyileştirme paketinin açıklanması, işsiz üniversite mezunları, gelir dağılımındaki dengesizlikler, ücretler arasındaki uçurumlar, sürünen emekli memurlar, oligarşik bürokrasinin kurduğu baskının kalkması, büyük sermaye guruplarının (bankalar) gibi, ücret karşılığı hizmet sunan şirketlerin toplum üzerinde kazanca dayalı tek taraflı tahakkümleri, faiz sistemi, kurumlarda liyakatin esas alınması gibi…

Sokaktaki vatandaş, Allah razı olsun çok güzel hizmetler yaptınız… Yaptığınız her yol, kurduğunuz her köprü, açtığınız her havaalanı, savunma sanayinde yaptığınız büyük atılımlar hepsi taktire şayan ancak tüm bu hizmetler soframdaki beş zeytini altı zeytin yapmadı, sosyal refahı bir türlü yakalayamadım. Yaptığınız hizmetlerde benim katkım hiç yok mu diye soruyor.

Burada tahlil edilmesi gereken şu olabilir; Halkın belirli bir kesimi bu yeni seçme ve yönetme sisteminin ileride sağlayacağı kazanımları, ülkeyi yönetme kabiliyetini ve reflekslerini, çabuk karar alabilme mekanizmalarının işlerlik kazanabilmesini anlamada sıkıntı çekebilir. Toplum kesimlerinin kahır ekseriyetinin vereceği her oyun kendisinin sosyal refahına olan katkısını nazara alması gayet tabidir. Onun için bunun göz ardı edilmemesi gerekir. Zira sosyal yönden rahatlama içinde olmayan fertler siyasetin dilini ve geleceğe yönelik tasavvurları anlamada zorluk çeker ve oy vermede çekingen davranırlar.

Millet değişimi, refahı siz de arıyor, buna cevap vermek zorundasınız!

  1. Parti ve M.H. P nin Türkiye’nin bekasının her şeyin önünde olduğu bilinci ile sergiledikleri siyasi tavır, toplumun sosyal refahını artırma yönünde de taçlandırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Kişilerin birebir ilişkilerinin, yaşam tarzlarının ve bedenlerin kategorize edildiği, en ayrıntısına kadar yönetme tutkusunun miadının bittiği, büyük değişimlere imza atan, müzminleşmiş hastalıklarını defeden, düşmanlarına korku salan bir Ülkenin 2018 de yapılacak seçimle birlikte, sosyal refahı yakalama arzusu gerçekleşmiş bir Ülke olması en tabii hakkıdır.