.

Ülkemizin 11 illinde yaşanan yüz yılın en büyük, art arda iki deprem felaketini ya-şadık. Modern şehirler hayalet şehirler oldular, yıkılmayan hasar görmeyen bina kalmadı, ilikleri titreten bu depremi diğer şehirlerde yaşadı. On binlerce yıkıntılar altından 40 bini aşkın can kaybı ve yün bini aşkın yaralılar. Yerin altından feryat, yerin üstünden feryat, figan, gözyaşları. Yerli yabancı binlerce kurtarma ekipleri seferber el ele ve bizi heyecanlandıran duygulandıran mucize kurtuluşlar ve yardım kampanyaları.  

1939 Erzincan depremi gibi yıllarca bu gözyaşları dinmeyecek, gelecek nesillere yazılıp anlatılacak. Bu felaketi daha evvel bizim gibi yaşayanlar daha iyi bilir. Yıllarca bu insanlar bu psikolojik travmalardan kurtulamayacaklar. Ortada kalan yetim çocuklar, bütün ailesini kaybeden bir köşede ağlaşan insanlar, artçı sarsıntılarla yıkılan binalar, korkuyla sarsılan insanlar,  Diğer taraftan ilk zamanlarda depremden kurtulduğu halde soğuktan donarak ölen insanlar, atılan yardım kolileri.
Modern apartmanlar, iş yerleri şimdi moloz yığınları olmuşlar, Acaba yapı denetim mi, yoksa göz boyama mı, yoksa foyaları mı orta çıktı? Rehavet vardı, kimse böyle iki büyük depremi beklemiyordu. Menfaatler uğruna göz ardı edilen çürük binalar ve beton yığınları altında can veren insanlar. Asırlardır depremlerle içi içe yaşadık, halen ders alamayanlar varmış. Ama, bu depremde çok güzel sistemli ekip çalışmalarını gördük. 

Yarından bihaber, dünyayı cennete çeviren bu servet sahipleri, henüz dünyaday-ken suçlular cezalarını çekerken insanların yüzüne bakamayacaklar. İşte sana saltanat işte sana servet. Bu korkunç afat inşallah tam uyanışımız olur. Bütün dünya ülkeleri yardıma koşarken, geceli gündüzlü çalışırken ne yazık ki, halen daha kalplere yayılan, acıyı feryadı duymayan kulaklar, gözler var, gaflet içinde olanlar, çalanlar, bedbahtlar, yobazlar var. Ama gördük ki bu dayanışma gününde bu asil millet ve bütün insanlık alemi yine el ele topyekun olduk, çünkü insanın özü bir.

Bir iki dakikada yok olan şehirler, yan yana dizilen mevtalar. Lüks evler dükkânlar altınlar inciler yığıntı paralar birbirine karışmış sahipleri belli değil. Keşke dünyaya bağlandığımızın yarısı kadar ahret alemine de hazırlık yapabilseydik. Biz ömrümüzü ebedi sandık  umursamadık, kâr ettiğimizi sandık. Bir gün hesap sorulacağını unuttuk. Bir gün gizlilerin ortaya çıkacağını hiç  hesaba katmadık. Zamanımız çok dar, çünkü ne zaman öleceğimizi bilmiyoruz, onun için acelemiz var. 

Yok olan servetlerin ardından ortaya çıkan mücizeler. İnşallah bu felaket yeniden maddi ve manevi dirilişimiz olur. Allah c.c. rahmet nazarını üzerimizden eksik etmesin, depremde ölenlere rahmet, mağfiret eylesin, yetimlere ve kalanlara sabır-ı celil ve selamet versin inşallah. Âmin.