Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, Erzincan’daki öğrencilerinden beyaz yakalı çalışanlarına kadar herkesin elinin altındaki yapay zeka araçları hakkında korkutan bir gerçek gün yüzüne çıktı. Yapay zeka kullanımı verimliliği artırıyor gibi görünse de, aslında beynimizin "düşünme" düğmesini kapatıyor olabilir.
Beyin Aktiviteleri Alarm Veriyor
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde yapılan son araştırmalar, yapay zeka desteğiyle metin üreten veya problem çözen kişilerin beyin dalgalarını inceledi. EEG yöntemiyle yapılan ölçümlerde, yapay zeka kullanan katılımcıların bilişsel süreçlerle ilişkili beyin ağlarında belirgin bir aktivite düşüşü gözlemlendi.
Daha da çarpıcı olanı, bu kişilerin yapay zekaya yazdırdıkları metinlerden alıntı yaparken veya içeriği hatırlarken, kendi başına çalışan kişilere göre çok daha fazla zorlanması oldu. Yani yapay zeka ürünü ortaya çıkarıyor ama beyin bu bilgiyi "öğrenilmiş" olarak kaydetmiyor.
"Bilişsel Atrofi" Riski Kapıda
Uzmanlar, bu durumu "bilişsel atrofi" yani zihinsel körelme olarak adlandırıyor. Tıpkı kullanılmayan bir kasın zamanla zayıflaması gibi, eleştirel düşünme ve problem çözme yetilerimiz de yapay zekaya devredildikçe köreliyor.
-
Güven arttıkça çaba azalıyor: Yapay zeka aracına duyulan güven arttıkça, bireyin sonuçları kontrol etme ve üzerinde düşünme isteği azalıyor.
-
Öğrenciler tehlikede: Okul çağındaki çocukların büyük bir kısmı, yapay zekanın ödevlerini kolaylaştırdığını ancak kendi becerilerini körelttiğini itiraf ediyor.
-
Yanılma payı: Araştırmalar, yapay zekanın bazı meslek gruplarında performansı artırırken, bazı durumlarda yanlış yönlendirmelerle hata payını yükselttiğini ortaya koyuyor.
Ürün Harika, Öğrenme Sıfır
Haberin en can alıcı noktası ise şu: Yapay zeka yardımıyla ortaya çıkan bir ödev veya rapor, dışarıdan bakıldığında "mükemmel" görünebilir ve çok yüksek notlar alabilir. Ancak uzmanlar uyarıyor; ortaya çıkan ürünün kalitesi artsa da, onu hazırlayan kişinin öğrenme düzeyi aynı oranda düşüyor.
Yapay zekayı bir "cevap makinesi" olarak değil, konuyu anlamaya yardımcı olan bir "özel öğretmen" gibi kullanmak, bu zihinsel tembellik tuzağından kurtulmanın tek yolu olarak gösteriliyor.





