Erzincan’dan Yükselen Bir Medeniyet Çağrısı
Anadolu’nun kalbinde bir şehir: Erzincan.
Yüzyıllar boyunca birçok depremle sarsılmış, yıkılmış fakat her seferinde yeniden ayağa kalkmayı bilmiş bir şehir… Bu yönüyle, bütün zorluklara rağmen umudunu yitirmeyen Erzincan, aslında Türk milletinin kaderini yansıtır.
Geçtiğimiz günlerde Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde bu kadim ruhu yeniden hatırlatan “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması Bilgi Şöleni”, sadece bir akademik buluşma değil, aynı zamanda bir medeniyet farkındalığı etkinliğiydi. Bu toprakların hikâyesi yeniden dile getirildi; unuttuğumuz köklerimiz hatırlatıldı.
Bursa’nın fethinde sancağı diken Ahi Hasan ile İstanbul’un burçlarına sancağı diken Ulubatlı Hasan, o ruhun evlatlarıydı. Bu ruh; Yesevî’nin ahlak felsefesinden, Yunus’un Türkçe nefesinden, Hacı Bektaş-ı Velî’nin insan sevgisinden beslenmiştir.
Bilgi şöleninde de vurgulandığı gibi, Divânu Lugâti’t-Türk yalnızca bir sözlük değildir; bir medeniyet manifestosudur. Türkçe, bir milletin sadece dili değil, kimliğinin özü, ruhunun aynası olmuştur. Bu dili yaşatmak, aslında bir inancı, bir kültürü, bir ahlakı yaşatmaktır.
Bugün bu bilinci geleceğe taşımaya kararlı olan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde okuyan her öğrenci; Alparslan’ın cesaretini, Nene Hatun’un fedakârlığını, Mengücek Gazi’nin adaletini temsil ediyor.
Erzincan’dan yükselen bu çağrı, hepimize yapılan bir hatırlatmadır:
Anadolu; sadece bir yurt değildir; bir inanç, bir ahlak, bir medeniyet adıdır.
Tarih de bu gerçeğin sayısız örneğiyle doludur.
Osman Gazi Bursa’yı fethettiğinde, endişeye kapılan gayrimüslimlere geniş bir serbestlik tanıdı. Bunun üzerine halk arasında şu beyit dilden dile dolaşmaya başladı:
“Ne olaydı bu Osmanlılar,
Bize daha önce bey olaydı…”
İşte bu beyit, Anadolu’nun mayasında var olan adalet, merhamet ve hoşgörü anlayışının özetidir.
Bugün Erzincan’dan yükselen medeniyet çağrısı da tam olarak bunu hatırlatıyor:
Medeniyet, şehirler kurmak değil; gönüller inşa etmektir.
Not: Sempozyum kelimesinin yerine “Bilgi Şöleni” kullanılmıştır.