.

Yaşam denilen olguda insanoğlu nisyandan yani unutmaktan gelmiş. Bu yüzden tarihler boyu unutkanlık şikâyetiyle karşılaşmış insan. Musa (as ),Yuşa( as) ile yolculuğunda kahvaltılık yiyecekleri balığı unutunca bize bunu şeytan unutturdu demiş. Ve geri döndüğünde bu durum Hızır (as) ile karşılaşmasına ve ledun ilmini öğrenmesine neden olmuş.

Ledun ilmi sebep dairelerine takılmadan yaşamaya devam etmeyi anlatan bir ilimdir. Bu aşamada Musa (as) Hızır( as) dan bu ilmi öğrenirken hep sabırsızlanıp erkenden olayları öğrenmek istemiş. Sonucunda olayların Allah ‘ın istediği programla sonuçlandığını görmüş. Bizlerinde bildiği hayırlısı buymuşun iç yüzünü öğrenmiş. Musa (as) masum bir çocuğun Hızır( as) tarafından canının alındığını görünce bu nasıl olur diye kızmış. Ancak ledun ilmiyle çocuğun ileriki yaşamda kötü bir evlat olduğunu görünce Allahın o aileye daha hayırlı bir çocuk vereceğini öğrenince sabırsızlığı geçmiş.

Hayat, kader, ezel kavramlarına baktığımızda burada sadece bize verilen rolleri en iyi şekilde oynaması gereken oyuncularız sadece. Yöneten Allah ve iyi olarak rollerimizi oynamamızı istemiş hep. Örneğin iyi bir baba, iyi bir anne,iyi bir kardeş,iyi bir dost,iyi bir eş,iyi bir komşu, iyi bir iş arkadaşı ve en önemlisi iyi bir kul. Sonrası kader dairesine göre bizi ilgilendirmemekte. Ancak insanlar bu sınırları karıştırıp kendini ilah pozisyonuna alınca o zaman zorlanmaya başlamış. Olayın iç yüzüne baktığımızda çekirdek aileler akraba bağlarıyla büyük ailelere dönüşüyor. Aynı şekilde hükümetler, devletler birleşerek büyük devletlere dönüşüyor. Bu olayda en önemlisi dediğim gibi dini birliktelikler oluyor. Yani kulluk. Ülkelerde ve ailelerde Müslüman birliği, hristiyan birliği, musevi birliğinin önemi her anlamda görülüyor. Kuran ‘da anlatılan diğer batıl kavimlerin birliği firavunun kavmi, lut kavmi, semut kavmi,ad kavmi gibi kavimlerin ancak azapla sonuçlanan sonları olduğu için genel itibariyle hak dinler üzerine insanlar birleşmiştir. Bu bağlamda hak dinler de iyilik üzerine olduğundan kişilerin en önemli unutmamaları gereken olay insan hak ve hürriyetidir. Yani bunları düşündüğümüzde insanlar iyilik ve dinlerin getirdiği kurallar ölçüsünde davransa unutkanlık bağları yerine mutluluk bağları gelişir. Nöroloji uzmanı olarak 25 senemi doldurduğum bu yıllarda söyleyebilirim ki unutkanlık en çok bu kuralsızlıkların sonucunda problem olmakta. Çünkü insanlığını unutan bir birey belki birçok insanın hayatını altüst ediyor. Ve sonuçta toparlanmayacak yaralar açılıyor. Ve insanlar bu zaman kayıplarıyla imtihan dünyasında olduğunu unutuyor.

Sonuç ailesel çöküş,toplumsal çöküş ve geri kalmış bir dünya. Örneğin peygamberimiz (sav )ihtiyarlık ve ölümden başka her derdin şifası var demiştir. Bu bağlamda yaşlandıkça hilkat tersine dönecektir. Yani önce çocuk sonra bebek haline dönecektir insan. Yürüyen emekleyecek, konuşan susacak beyin küçülüp bitişe ölüme hazır hale gelecektir. Bu aşamada nasıl bir bebeğe, çocuğa yardım ediyorsak bu insanlara da öyle yardımcı olmalıyız. Oysa günümüz şartlarında terk edilmiş yaşlılar, huzurevine bırakan evlatlar mevcut. Yardım olayı yok. Biz bu aşamada beyindeki hasarı toparlayıcı tedaviler vermeye çalışsakta en önemlisi çevresindeki insanların yardımıdır. İlaçların çalışma prensibine baktığımızda kolinesteraz inhibisyon üzerinden giden yolaklar başta tercih edilse de uzun vade de diğer moleküller kullanılmaktadır. Bu moleküller N-metil-D-aspartat (NMDA) reseptörlerindeki glutamaterjik nörotransmisyon fonksiyon bozukluğunun, nörodejeneratif demansta semptomların ortaya çıkması ve hastalığın ilerlemesine katkıda bulunduğuna dair gittikçe artan kanıtlar nedeniyle kullanılmaktadır. Ancak ilerlemiş unutkanlıklarda demansta çokta yardımcı olmadıkları görülmüştür.

Yine son yıllarda gördüğümüz corona virüsün genç ve orta yaşlarda unutkanlık semptomlarına neden olduğu anlaşılmıştır. Yani unutkanlık multifaktöriyel bir hastalık olmakla beraber ilk  çözüm yine yardımdır. Sonrasında ilaçlarla bizler de fonksiyonel kayıpların önlenmesinde olabildiğince yardımcı olamaya çalışmaktayız. Kötülüklerin unutulduğu iyilik ve güzelliklerin hatırlandığı mutlu günler dileğiyle.